Ana içeriğe atla

YÖNETİCİLER İÇİN ETKİN DİNLEME BECERİLERİ.



YÖNETİCİLER İÇİN ETKİN DİNLEME BECERİLERİ.

Bir yönetici için karşısındaki insanları etkin şekilde dinleyebilme becerisi o yöneticinin liderliği ve iş yerindeki etkinliği açısından çok önemlidir. Bir yöneticinin gerek iş yerinde emri altında çalışan personeli gerekse de müşterilerle doğru iletişim kurabilmesinin en temel gereksinimi “etkin dinleme” becerilerine sahip olmaktan geçer.

Bir yönetici iş yerinde “etkin dinleme” becerilerini temel olarak aşağıdaki amaçlar için kullanır.

Doğru Bilgi Edinmek
Doğru Anlamak
Öğrenmek
Karşısındaki insanlarla uyum geliştirmek
İlişkilerini kuvvetlendirmek
Çözüm oluşturmak
Liderlik göstermek.

Bir yöneticinin iş yerinde kendisine emanet edilen liderlik görevini yapabilmesi için “duymak” aşamasından çıkıp “dinlemek” aşamasına geçmiş olması lazımdır. Çünkü dinlemek sadece belli sesleri duymak değil “iletişim sürecine aktif şekilde dahil olmaktır”

İnsanların birçoğu karşısındaki insanın konuşmasını “duymanın” onu dinlemek anlamına geldiğini düşünürler. Ancak “dinlemek” özel olarak çaba gösterilmesi ve odaklanılması gereken gelişime açık bir beceridir.

Duymak dinleme sürecinin sadece ilk aşamasıdır. Karşınızdaki insanın ürettiği ses dalgalarının kulaklarınız tarafından işlem görmeleri için beyne gönderilme sürecinden oluşur. Aktif dinlemek dediğimiz süreçse sadece duymaktan çok daha karmaşık bir süreçtir.

Bir yönetici olarak “ben gerçekten dinliyorum” diyebilmeniz için karşınızdaki insanlardan gelen mesajı doğru şekilde anlamanız ve cevap vermeden önce doğru şekilde analiz edebilmeniz gereklidir. Belli zihinsel aşamaları gene belli bir takım teknikler doğrultusunda yerine getirebilmeniz lazımdır.

Duymanın kolay ama dinlemenin zor olmasının sebebi bu sürecin içeriğinde pek çok zihinsel hata potansiyeli barındırmasıdır. Dinlediğini sanan insanlar pek çok defa bazen farkında olarak bazen de hiç farkında olmayarak bu hatalara takılırlar ve duyma aşamasını geçemezler. Duyma aşamasını geçemeyen bir yöneticinin başarılı bir yönetici olması neredeyse imkansızdır.

Şimdi bu hatalardan birkaç tanesini ele alalım.

Kıyaslama hatası : Bu durumda dinleyici, kendisine gelen bilgiyi doğru şekilde işlemek yerine bu bilgileri sürekli zihnindeki diğer bilgilerle kıyaslayarak nasıl bir cevap vermesi gerektiğine odaklanır. Bu şekilde yanlış odaklanan zihne sahip dinleyici kısa süre içinde kendisine gönderilen bilgilerin büyük bir kısmını kaçırmaya başlar. Örneğin kendisine yapılan bir sunumun büyük kısmını doğru anlayamaz ve eksik bilgi yüzünden yanlış kararlar verir. Etkin bir dinleyicinin bu durumu nasıl çözebileceğini bilmesi lazımdır.

Zihin Okuma Hatası: Dinleyici, karşısında konuşan insanın söylediklerinden çok onun düşünce ve duygu durumunu okuyup tahmin etmeye çalışır. Zihinsel gücünü “tahmin etme eylemi” için harcadığından dinleme seviyesinden düşerek duyma seviyesine iner.

Hazırlanma hatası: Dinleyici, karşısındaki kişinin söylediklerini anlamak için değil ona vereceği cevaba hazırlanmak için zihnini kullanmaya başlar ve böylece dinleme eylemi aslında gerçekleşmez.

Filtreleme hatası: Dinleyici, kendisine gelen bilgileri farkında olmadan filtrelemeye ve sadece anlamak istediği kavramları seçmeye başlar. Karşısındaki insanın ona anlatmak istediğinde değil kendi anlamak istediğine odaklanır. Bu durum çok büyük iletişim hatalarına sebep olur.

Yargılama hatası: Dinlemeye başlanmadan önce karşı taraf hakkında sabit bir önyargı zihne yerleştirilir ve tüm duyulanlar bu sabit yargının ışığında yorumlanır.

Tavsiye hatası: Dinleyici, karşısındaki kişinin kendisine ilettiği problemi tam anlamıyla kavramadan hemen tavsiye verme girişiminde bulunur ve vereceği tavsiyeye odaklanarak karşı tarafın duygu ve düşüncelerini tam anlamıyla kavrayamaz.

Kişiselleştirme hatası: Dinleyici, dinlediği olay ve sorun hakkında hemen kendi hayatından bir örnek bularak karşısındaki insanın ilettiği veriyi kendisinde olan veriyle özdeşleştirir. Bu gibi durumlarda karşısındaki insanın sorununu dinlemek yerine ona kendi hayatından hikâyeler anlatan kötü yönetici örnekleri görülür.

Çarpışma hatası: Karşısındaki insanı dinlemeye başlamadan belli önyargılar ışığında onunla tartışma kararı verir ve kendisine gelen tüm verileri tartışmada kullanabileceği dayanaklar olarak algılamaya başlar. Bu gibi durumlarda iletişimin kısa sürede ateşli bir tartışmaya dönüşmesi çok büyük ihtimaldir.

Bu kısa açıklamalardan anlaşılacağı üzere “dinlemek” ve “duymak” arasında çok büyük farklar vardır. Kendini geliştirerek karşısındaki insanları gerçekten “dinleyebilen” bir yönetici kısa zamanda etkin bir lider olarak kendisini gösterebilirken sadece “duymakla” yetinen bir yöneticinin kariyeri çok başarılı olmayacaktır. Bu sebeple etkili iletişim teknikleri bir yöneticinin kendisine yapabileceği en büyük yatırımdır.

ETKİLİ İLETİŞİM EĞİTİMLERİ İÇİN :

AYÇA KURU AKADEMİ
Tel: 0554 280 44 84

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni