Ana içeriğe atla

Kayıtlar

yazılar etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

ETKİLİ BİR İNSAN OLMANIN YOLLARI

Sevgili dostlar, Etkili lafı sözü dinlenen bir insan olmak herkesin içinde yatan aslandır ama birçok insan bunu pek itiraf etmek istemez. Ama gene de etkili bir insan olmak, etkisiz eleman bir insan olmaktan her zaman çok daha iyidir. Etkili insan olmak hedefine giden kalıcı ve geçici yollar vardır. Kalıcı yolları birazdan anlatacağım ancak geçici yollara birkaç örnek vermek isterim. Çok zengin olmak sizi geçici olarak etkili bir insan yapar. İnsanlar para koparabilme umuduyla size dünyanın en sevilen kralı ya da kraliçesi gibi davranırlar. Ancak bu durum geçicidir ve paranız bittiği an etkiniz de biter. Devlette, siyasette ve büyük firmalarda üst düzey yönetici olmak da sizi geçici olarak etkili bir insan yapabilir. İnsanlar sayenizde iş bulmak, işlerini korumak veya karlı ihaleler almak umuduyla sizi her gördüklerinde yerlere yatıp türlü dalkavukluklar yaparlar. Ancak bu durum geçicidir ve pozisyonunuzu kaybettiğiniz an etkiniz de biter. Vuran, kıran, döven ve öldüren bir suç ma...

ANLAŞMA TAKTİKLERİ

Sevgili dostlar, Amerika’nın ünlü gangsteri Al Capone abimizin güzel bir lafı vardır. “Kibar sözler ve bir adet tabancayla sadece kibar sözlerle alabileceğinden çok daha fazlasını alırsın” demiş zamanında.  Bu söz ilk bakışta tam bir gangster sözü gibi görünse de aslında insanlar arasındaki en ufak alış verişten, koca koca holdinglerin milyar dolarlık anlaşmalarına kadar geçerli temel bir felsefeden bahseder. Bu felsefe her tür anlaşma ve müzakerede işin eninde sonunda sempati ve korku duygularının etkin kullanımına bağlı olduğu gerçeğidir. Peki, hocam bizim ne işimize yarayacak bu taktikler derseniz cevabım her şeyde olduğu gibi aklı olanın çok şeyine, aklı olmayanın da hiçbir şeyine yaramayacaktır diyebiliriz. Anlaşma hayatınızın her alanında önem taşıyan bir olgudur. İşe girmek için iş yeriyle sizi alması için anlaşmanız lazımdır. Terfi etmek, zam almak içinde gene patron ve müdürlerinizle anlaşmanız gerekir. Firma sahibiyseniz başka firmalarla ve müşterilerle karlı anlaşmalar...

BİLİNÇALTI TEMİZLİĞİ.

Sevgili dostlar, Amerika’da 1970’ler sonrasında ülkemizde de son yirmi yıldır gözlemlemeye başladığım ilginç bir kişisel gelişim hizmeti insanlara sunulmakta. Bu büyük hizmetin ismine “Bilinçaltı Temizliği” diyorlar. Google hazretlerinde böyle bir arama yaptığınız zaman hepsi de birbirinden “uzman” arkadaşların bilinçaltınızı temizleyip pırıl pırıl ve mis gibi yapacaklarını iddia eden reklamlarını, sitelerini hatta televizyon programlarını görebilirsiniz (reyting reyting) Bu hepsi de birbirinden değerli “bilinçaltı temizlik uzmanlarının” farklı farklı sanatları var. Kimi Hindistan gezisinde yüz dolar verip katıldığı ve orada sokaktaki dilencilerin bile yaptığı bir takım meditasyon tavsiyelerinde bulunuyor, kimi hipnoz ve telkinle bilinçaltınızı Domestosla temizlenmiş gibi yaparım diyor, kimisi de ciddi şekilde eski transistörlü radyolardan bozulmuşa benzeyen uydurma makinelere sizi kablolarla bağlayarak bu işi çözdüklerini iddia ediyorlar. İşin bence gerçeğini (bak bence dedim)...

İÇİNDEKİ GERÇEK SENİ ORTAYA ÇIKARMANIN YOLLARI.

Sevgili dostlar, Bugünkü yazının başlığı bir çok insanın dikkatini çeken ve Kişisel Gelişim Sektöründe pazarlama amaçlı kullanılan klişe laflardan bir tanesidir. “İçindeki güce ulaş” ,”Kendin Ol”, ”Zirveye Tırman” “Kendini Tanıma Yolculuğuna Çık” gibisinden türlü türlü farklı varyasyonlarda kullanılabilir ve oldukça işe yarar. Şu an tüm dünyada bi rçok abidik gubidik, saçma sapan ve hepsi de birer para tuzağı olan şeylerin bir çoğunun tanıtımında böyle cicili bicili laflar vardır. İşin komiği bu işleri yapıyorum diyenlerin birçoğunun kendileri kimdir nedir o konuda da ne fikirleri ne de merakları bulunur. Bu tip cicili bicili lafların çok tutmasının ve iyi müşteri kazandırmasının sebebi insanların büyük çoğunun kafasının bir köşesinde hep “ben kimim” sorusunun yer almasıdır. Bu “ben kimim” sorusu kafede fal bakan abladan, en çok para kazanan “Quantum Koçuna” kadar birçok insana ekmek kapısı olur, çünkü insanlar kendilerinin kim olduğunu anlamak için bir ton para ve vakit saçmaya hazı...

Düşüncesiz Başarı Olmaz.

İnsanlar günlük yaşamında nelerin üstüne en fazla kafa yoruyorsa onları hayatında gerçekleştirme oranı fazlalaşır. Hedefini somut şekilde belirleyen insanlar uyumadıkları zamanın çoğunu hedefleri hakkında düşünerek geçirirler.Hedefleri konusunda ulaşabildikleri her şeyi okur,izler ve ilgili insanlarla görüşüp bilgi alırlar.Hedefleri konusunda bilinebilecek her şeyi bilirler hatta rüyalarında bile bazen hedeflerini görürler. Doğru dürüst hedefi olmayan ve sürekli yapacağım ede ceğim diye ortaklıklarda dolaşan insanlar da zamanlarını boş ve kendilerine faydalı olmayan şeyleri düşünerek geçirir.Hedefleri varsa bile bunu nasıl yapacakları konusunda "hallederiz abi" lafını geçmeyen bilgi birikimleri vardır.Hiç bir yeni bilgiyi okumaktan ve izlemekten hoşlanmazlar hele hele birilerine kesinlikle fikir sormazlar çünkü zaten her şeyin en iyisini bildiklerini düşünürler. Bunları sürekli ortada somut hiç bir gelişme olmayan hayali hedefler peşinde koşarken görürsünüz. Başarısız...

STRESLE BAŞA ÇIKMA TAVSİYELERİ.

Sevgili dostlar, Stres tüm modern dünyanın bir gerçeğidir ancak sürekli bir yerlerden patlayıp çatlayan ülkemizin daha da bir gerçeğidir ve dikkatlice kontrol edilmezse insanlarda ciddi sağlık sorunlarına sebep olabilir. Stresle mücadele bu kadar önemliyken ne ilginçtir ki bununla mücadele için gerekli eğitimler kurumlarımızda, okullarımızda ve firmalarımızda doğru dürüst pek verilmiyor, verilenlerin bazılarını da izledim ve izlerken daha çok strese girdim. (Yetersiz ve Ucuz eğitmen Sendromu). Özellikle firmaların bu konuya kendi çıkarları için ciddi yaklaşması gerekir çünkü dünyanın maaşını da verseniz stresli çalışanların size pek bir faydası olmaz tam tersine zararları büyük olur. Şimdi stresle başa çıkabilmeniz için rahatlıkla uygulayabileceğiniz birkaç çok basit tavsiyeyi sizlerle paylaşmak isterim. Bunların bir veya bir kaçını bile düzenle uygularsanız stres seviyeleriniz oldukça düşebilir. Tabi çok daha gelişmiş teknikler bulunmakta ancak onun için bir zahmet konusunda u...

ETKİLİ İLETİŞİM TAVSİYELERİ.

Sevgili dostlar, Etkili iletişim teknikleri yaşamda size büyük avantajlar sağlayacak en önemli becerilerden bir tanesidir. Ancak ne ilginçtir ki çoğu insan iletişim teknikleri öğrenmeye pek zaman ve özellikle para harcamak istemez. (Nee ! bilgi için para mı vereceğim, bir sene sonra çöpe atacağım çirkin ayakkabıya gerekirse bin lira bile veririm ama hayatım boyu kull anacağım bilgilere zırnık bile vermem felsefesinin takipçileri) İnsanlarımız iletişim becerilerine pek önem vermediği ve bunun öğrenilebilir bir şey olduğundan da habersiz oldukları için ortalık her tarafları diploma ve cepleri para dolu olduğu halde iki cümleyi bir araya getiremeyenlerle doludur. Bakarsınız çocuk okumuş yüksek mühendis olmuş ama iki lafı bir araya getiremediği için iş bulamıyor. Görürsünüz adam bir firmada üst düzey yönetici ama ne çalışanlarına nede kendi yöneticilerine bir meseleyi etkin şekilde anlatamıyor ve homurdanıp duruyor. Başka bir yandan izlersiniz öğretmen veya akademisyenlik mesleği yapar g...

OY VERME DAVRANIŞLARI VE ALGI YÖNETİMİ.

Sevgili dostlar, Referandum “sath-ı mailine” girdik. (Çok sevdiğim bir kelimedir eski siyasetçiler çok kullanırlardı yani “eğimli yüzey” anlamındadır ve demek ister ki seçim sürecinin tekerleği bir kere bu yüzeye girerse dönüşü yoktur) Tabi bu eğimli yüzeye girmemizle beraber milli sporumuz olan birbirimizin gırtlağına sarılma turnuvalarımız da törenlerle başladı. Şu yazıyı yazarken bile elim hep silme tuşunda çünkü artık normal hayatınızda üzerine laf söylediğiniz herhangi bir şey, siyasetle alakalı olmasa bile hemen bundan nem kapıp üzerinize atlamaya hazır kalabalık bir kesim var. Desem ki “Evet, sabah kahvaltısı yapmak çocuklar için çok önemlidir” birileri çıkar der ki “Baah Baah, yakaladım, demek sen Evet oyu için psikolojik bilinçaltı yapıyorsun”. Bunun tersine “Hayır kahvaltı yapmak değil o kahvaltıda neleri yediğin önemlidir” desem bu sefer de “Vaayyy hain demek oyun Hayır öyle mi” diyecek hiç de azımsanmayacak derecede insanımız vardır. Ne yapalım bizim de işimiz yazıp, çi...

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

Sevgili Dostlar, Sosyal Medya üzerinden beni takip eden kıymetli bir arkadaşımız "Hocam şu öğrenilmiş çaresizlik konusu üzerine ne düşünüyorsunuz?"sorusunu sorarak bu yazının kapısını  açtı.Bir Algı Yönetimi uzmanı olarak konu hakkındaki düşüncelerim şöyledir. Öncelikle bir çok kişisel gelişim kitabı ve yazar çizer takımı,insanlara sürekli gaz verirler.Yapabilirsin,başa rabilirsin,sakın umudunu kaybetme gibi nasihatların ardı sonu kesilmez. Ancak gerçek dünyaya baktığımız zaman insanlarımızın büyük kısmının ciddi derecede öğrenilmiş çaresizlikler içinde zehir zıkkım umutsuz bir hayatı yaşadıklarını görüyoruz. Bu çaresizlik öyle boyutlar almış durumda ki, gelecek hakkındaki planlarını sorduğum insanların büyük kısmı ya boş boş bakıp işi espriye vurup geçiştiriyor ya da son derece karamsar cevaplar veriyorlar. Peki bu kadar kişisel gelişimci,eğitimci,yazar hatta siyasetçinin insanlara bu kadar gaz vermesine rağmen neden çaresizlik durumundan insanları çekip çıkartamıyorlar...