KRİZ
DÖNEMLERİNDE LİDERLİK İLETİŞİMİ.
Sevgili dostlar,
Hayat hiçbir zaman tamamen sakin sularda
yapılan keyifli bir yolculuk değildir. Hayat okyanusunda gemimizi yüzdürürken
zaman zaman karşımıza haşin fırtınalar da çıkar, öfkeli kasırgalar da. Burada
yapılması gereken yolumuzun üstüne çıkan fırtınaya kızmak veya umutsuzluğa
kapılıp dümeni bırakarak batmayı beklemek değildir. Yapılması gereken usta
hareketlerle ve akılcı planlarla gemimizi azgın sulardan en az hasarla kurtarıp
sakin denizlere yeniden çıkmaktır.
Bu durum insanlar, şirketler ve devletler için
aynıdır.
Kriz dönemlerinde yöneticilik sorumluluğu
bulunan insanların senaryoları normal çalışanlardan çok daha farklıdır. Çünkü
bir yönetici hem krizin olumsuz psikolojik etkilerinden kendisini şahsen
korumak hem de sakin kalarak çalışanlarını motive etmek zorundadır. Kısacası
her şey düzgünken yöneticilik yapmak kolaydır gerçek yönetici azgın fırtınalar
çıktığı zaman dümeni tutuşundan belli olur ve kimin gerçekten lider olduğu kriz
dönemlerinde ortaya çıkar.
Şimdi yoğun kriz dönemlerinde ve olumsuz
şartlarda bir yöneticinin neler yapması ve ne tür bir liderlik iletişimi içinde
olması gerektiğini kısaca ele alalım.
Çalışanlarınızla
iletişim kanallarınızı açık tutun.
Kriz dönemlerinde insanlar güvensiz olurlar ve
etraflarında olabilecek her tür olumsuz gelişmeye karşı aşırı duyarlılık
gösterirler. Eğer böyle dönemlerde odanıza kapanır ve çalışanlarınızla iletişim
kurmazsanız paranoyaya sebep olursunuz ve sizden doğru bilgi alamayan insanlar,
kötü senaryolar uydurmaya başlar. İletişim kanallarınız sürekli açık olsun ve
çalışanlarınız çekinmeden her konu hakkında sizden bilgi alabilsinler. Düzenli
toplantılarla her tür gelişmeyi onlarla paylaşın. Görünür olun. Ofiste sıklıkta
olumlu ve güvenilir bir hava oluşturarak gezinin. Çalışanlarınızın arasında
dolaşın. Yemeklerinizi onlarla beraber yemeye çalışın. Burada kritik nokta
çalışanlarınızın kendilerini güvensiz hissettikleri her durumda sizin
yanlarında olduğunuzu hissetmeleridir. Böylece her tür olumsuz dedikoduyu ve
olası iletişim problemini daha oluşmadan ortadan kaldırabilme şansınız olur.
Çalışanlarınızın
size yardım etmesine izin verin.
Stresli ve zor zamanlarda bazı yöneticiler
dümeni tamamen ellerinde tutmak ister ve çalışanlara sorumluluk vermemenin
akıllıca olduğunu düşünürler. Bu son derece hatalıdır. İnsanlar zor zamanlarda
kendilerini önemsiz ve dışlanmış hissederlerse kısa sürede yabancılaşma
duygusuna kapılırlar ve yöneticileriyle bağları zayıflar. Bir gemi kaptanı aynı
anda hem dümeni tutup hem de motor dairesiyle ilgilenemez. Görevleri etkin
şekilde paylaştırın ve kritik kararların öncesinde mutlaka çalışanlarınıza söz
hakkı verin. Böylece sağlam bir takım duygusu oluşturmuş olursunuz.
Birlik
olun.
Kriz dönemlerinde çalışanlar işler kötü
giderse bedeli kendilerinin ödeyeceğini ve yöneticilerin bir şekilde
kendilerini kurtaracaklarını düşünür. Eğer ekibiniz sizi kendilerinden bir
parça olarak görmüyorsa onları idare etmeniz zorlaşır çünkü herkes kendi
paçasını kurtarmayı ön plana alır ve hiçbir riskli eyleme girişmez. Askerinin
en önünde durup düşman ateşine doğru beraber yürümeyen komutan kısa zamanda
askerleri tarafından “düşman” olarak algılanmaya başlar. Bir yönetici
çalışanlarının zihinlerinde bir kez bu kategoriye girerse işi son derece
zorlaşır. Çalışanlarınızı her türlü başarı ve başarısızlığın sonucunu eşit
olarak paylaşacağınıza inandırmak zorundasınız. Bunu da sözlerinizle değil
eylemlerinizle yapabilirsiniz.
Çalışanlarınızı
takdir etmeyi bilin.
Zor durumlarda var güçleriyle kurumun içine
düştüğü fırtınadan kazasız belasız çıkması için çalışan, özel hayatlarından
fedakarlık eden, gerekirse normalde yapmayacağı işleri yapan insanlara bu
yaptıklarını takdir ettiğinizi çeşitli şekillerde göstermeniz lazımdır. “Tabii fedakarlık yapacaklar aksi takdirde şu
dönemde işsiz kalırlar” gibisinden ukalaca bir yaklaşımın size hiçbir faydası olmayacaktır.
Her türlü imkanı kullanarak başarılı ve üst seviyede performans gösteren
çalışanları takdir edin. Onları türlü şekillerde ödüllendirin, yemeklere veya
sosyal ortamlara götürün, ortak eğlenme ve stres atma imkanları üretin. Farklı
eğitimlerle hem bilgilenmelerini hem de stresli gündemlerinin değişmesini
sağlayın. Hiçbir şey verecek durumunuz gerçekten yoksa unutmayın ki onlara kibar
ve motive edici sözler söylemek her zaman bedavadır.
Problem
çözücü takımlar oluşturun.
Eleştiri yapmak, sürekli problemlerden bahsetmek
kolaydır ve bunu herkes yapabilir. Önemli olan problemlerin nasıl
çözülebileceği konusunda fikir üretebilmek ve eyleme geçebilmektir.
Çalışanlarınızı türlü sorunları çözebilecekleri takımlara bölerseniz onları
motive etmiş olursunuz. Çünkü insanlar olayların kontrolleri altında olduğu
duygusunu yaşamak isterler. Bu tür problem çözücü takımlarda yer alanlar hep
birlikte sorunlarını çözebileceklerini görerek daha fazla motive olurlar. Bu
takımlara motive edici isimler vermek, sadece çözebilecekleri problemlerden
sorumlu tutmak ve başarıya ulaştıkları zaman kısa zaman içinde farklı
şekillerde ödüllendirmek çok önemlidir.
Kısacası içine girilen fırtınalar ne kadar
korkunç gözükürse gözüksün akıllı bir liderlik altında, birlik halinde ve doğru
motive edilmiş insanlar her türlü zorluğun üstesinden gelebilir. Yeter ki
başlarında gerçekten bir lider olsun.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru.
LİDERLİK EĞİTİMLERİ İÇİN LÜTFEN AYÇA KURU
AKADEMİYLE TEMASA GEÇİNİZ.
AYÇA KURU AKADEMİ
Tel: 0554 280 44 84
Yorumlar
Yorum Gönder