Ana içeriğe atla

TÜKETİCİ KARARLARINI YÖNLENDİRMENİN 5 YOLU.



TÜKETİCİ KARARLARINI YÖNLENDİRMENİN 5 YOLU.

Sevgili dostlar,

Hayatımız dediğimiz şey bir kararlar bütünüdür. Şu an bu yazıyı okuduğunuz yer, nasıl bir cihazdan okuduğunuz,okurken üzerinize giydiğiniz kıyafetler ve hatta bu yazıyı okumak istemeniz gibi tüm aşamalar daha önce aldığınız kararların sonucudur.

Karar psikolojik bir süreçtir ve Algı Yönetimi alanına girer. İnsanların çoğunluğu verdikleri kararları "kendi özgür iradeleriyle"aldıklarına inansalar da aslında bu kararları "dış psikolojik telkinler" yoluyla verirler.

Ekonomiler düzgünken ve insanların ceplerinde harcayacakları bol bol para varken firmalar nedense tüketicilerin kararlarını yönlendirmeye pek önem vermezler ancak işler terse gittiği ve payınıza düşen pasta dilimi ufaldığı zaman her kırıntının bir değeri olur.

Bugün sizlerle tüketici davranışlarının psikolojik araçlarla nasıl yönlendirildiğinin 5 yolunu paylaşacağım. Eğer ticaretle uğraşıyorsanız buradaki araçlar ürünlerinizi daha iyi pazarlayabilme imkanı verebilir, tüketici olarak bu yazıyı okuyorsanız ihtiyacınız olmayan ürünlerin size nasıl satın aldırıldığı konusunda bir fikriniz olacaktır.

1) DUYGULARIN KULLANILMASI: İnsanlarda farklı duygular uyandırabilen mesajlar mantıklarına hitap eden mesajlardan daha etkilidir. Aldığınız cep telefonunun teknik özellikleriyle dolu reklamın sizin etkileme oranı, duygularınıza hitap eden bir reklam veya marka imajına göre daha zayıftır. Mesela bilgisayar satıyorsanız teknik özellikleri müşterinize anlatmakla çok vakit kaybetmeden bu bilgisayarın onun hayatında ne gibi olumlu farklar üreteceğini anlatın. Bazen belli bir markaya sahip olmanın vereceği "seçkinlik" duygusu o markanın teknik özelliklerinden daha etkili olabilir. İnsanlar ekmek alırken bile onun besin değerlerine bakarak karar vermezler taze  ekmeği lezzetli bir omlete  banıp yemenin verdiği "zevk" duygusu kararlarında daha ağır basar. Her ne satıyorsanız insanlarda hangi duyguları uyandırmak istediğinize yoğunlaşın. Eğer tüketicisiyseniz o an size satılmak istenen ürün hangi duygunuzu kullanıyor bunun farkına varın. Farkına vardığınız anda mantığınız devreye girer.

2) EKSİKLİKLERİN KABUL EDİLMESİ : İnsanlar bir şeyler satın alırken sürekli "aldatılma korkusu" yaşarlar. Bu sebeple "aşırı mükemmel" olarak sunulan ürün ve hizmetler şüphe çeker çünkü yaşamın gerçeklerine aykırıdır. Küçük bir otel sahibiyseniz otelinizi beş yıldızlı ultra hizmetler veriyormuş gibi sunmaya çalışmayın. Bu hem insanlarda şüphe uyandıracaktır hemde beklentiyi yükselttiğiniz için beklediklerini bulamayan müşteriyi size düşman hale getirecektir. Örneğin ufak ve şirin odalarınız varsa ( Belki odalarımız saray odası değildir ama uzun zamandır görmediğiniz bir dostunuzun sıcak evinde misafir olmuş duygusunu yaşatabileceğimizi söyleyebiliriz. Lüks arıyorsanız otelimiz sizin için doğru yer değil ancak samimi ve sıcak bir deneyim yaşamak istiyorsanız sizi bekliyoruz.) türü bir yaklaşım hem müşterinin takdirini kazanarak size güven duymasını sağlayacak hem de beklentileri gerçek tutarak ilerde olumsuz duygular yaşamasını engelleyecektir. Eğer tüketiciyseniz gerçekten olmaması gereken temel eksikliklerin size "samimiyet" duygusu adı altında kabul ettirilip ettirilmediğini de iyi analiz edin.

3) RAKİBİNİZİ TANIMLAMA : Her ürün için her insanın zihninde önceden yerleşmiş bir şablon vardır. Örneğin iyi bir ürün nasıl olmalıdır ve hangi ihtiyacımızı karşılar fikri zaten insanların kafasında yerleşmiştir. Mesela bir besin maddesi üretiyorsunuz ve insanların kafasında o besin maddesi hakkında "doğal olması gerektiği" fikri var. Siz ürününüzün mesajını "Doğal Lezzet" olarak konumlandırdığınız zaman hem kendi ürününüzün lezzetinin doğal olduğunu söylemiş oluyorsunuz hem de rakiplerinizin ürünlerininin "doğal olmadığı" algısı üretiyorsunuz. Tabi burada başka bir psikolojik faktör daha vardır. "Doğal Lezzet" dediğiniz zaman aslında ürünün kendisinin doğal olduğu iddiasında olmadığınız sadece lezzetinin "doğal lezzet tadı verdiğini" söylüyorsunuz ki yapay bir üründe doğru aromalar kullanılarak "doğal" lezzet hissi verilebilir.

4) SEÇKİNLİK HİSSİ ÜRETME : İnsanların en temel ihtiyaçlarından birisi kendisini önemli ve değerli hissetmektir. Yani karnı doymuş ve güvenlik ihtiyacını karşılamış bir insan "tamam o zaman benim herşeyim var" demez. Önemli ve saygı duyulan bir insan da olmak ister. Bu sebeple her ne satıyorsanız insanlarda "özel olma" hissini uyandırabilmeniz akıllıca olacaktır. Örneğin bir hizmet veriyorsanız "özel ve ayrıcalıklı deneyim" mesajını ne kadar iyi kullanabilirseniz insanların size ilgisi o oranda artacaktır. Ancak dikkat edin, insanlara gerçekten de "özel" bir hizmet sunamazsanız olumlu etki size hemen olumsuz şekilde dönecektir ve bugün elinde Internet olan insanlar size bunun bedelini fazlasıyla ödetecektir. Bu yüzden "özel deneyim yaşayacaksınız" mesajını kullanırken dikkatli olun ve hurda yolcu otobüsünün üstüne "lüks otobüs" yazanların düştüğü komik duruma düşmeyin.

5) KORKU,BELİRSİZLİK VE ŞÜPHE UYANDIRMA:  Korku,Belirsizlik ve Şüphe insanların aklını durduran ve kolay yönlendirilmelerini sağlayan duygusal faktörlerdir. Bu son derece etkin bir yöntemdir ama insanların aklını kullanmalarını etkileyeceği için doğru ve ahlaki amaçlarla kullanılmalıdır. Örneğin güvenlik ve dayanıklılık oranı yüksek bir otomobil markasıysanız "kendiniz ve sevdiklerinizin güvenliği için bizim markamızı tercih edin" türünden bir mesajı kullanmanızda sorun yoktur. Ancak standart ve doğru dürüst UV zararlı güneş ışığından koruma faktörleri olmayan bir gözlük camını "gözlerinizi korumak ve dünyayı görmeye devam edebilmek için bizim markamızı tercih" edin konulu bir mesajla insanlara sunmanız, pratik açıdan size fayda sağlasa da ahlaki açıdan yanlış olacak ve uzun vadede markanızın hatta iş hayatınızın sonu olacaktır. Sizi korku,belirsizlik ve şüphe duygularıyla yönlendirmeye çalışan bir odağın farkına varırsanız mutlaka durun ve derince düşünün. Size bahsettiği tehditler ve üretmeye çalıştığı korku gerçek mi yoksa kötü niyetli bir abartı mı ? İkinci olarak da eğer tehdit gerçekse bile size satılmaya çalışılan ürün veya hizmet gerçekten etkili bir koruma sağlayacak mı ? Korktuğunuz her an, aklınızı kullanmanız gereken en önemli zaman dilimidir.

Sevgilerimle.

Aydın Serdar Kuru
https://aycakuru.com.tr/










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni