Ana içeriğe atla

TÜKETİCİ DİNİ.



TÜKETİCİ DİNİ.

Dilinle söylediğin inancın bir hükmü yoktur.

Hayatını yaşama şeklin ve verdiğin kararlar gerçek inancını gösterir.

İnsanları çılgınca tüketime yönlendiren ekonomik sistem artık bir dindir.

Bu din için ona iman etmek isteyenlerin neye inandıklarını söylediklerinin

Hangi milletten olduklarının

Yaş ve cinsiyetlerinin hiç bir önemi yoktur.

Tüketici Dini kollarını herkese açar.

Bu dinin tek ibadeti tüketmektir.

Ne kadar büyük bir bağlılıkla tüketiyorsan ve bu uğurda her şeyini feda ediyorsan

O kadar iyi bir tüketim mümini olursun.

En çok paylaşan değil, en çok harcayan cennetliktir bu dinde.

Bu din her şeyi kendine benzetir ve bozar.

Belli bir imajı yoktur.

Sana şöyle giyin falan demez.

Geleneksel kıyafetlerini bırakamıyorsan bile en azından çantanı pahalı markalardan aldığın müddetçe sorun yoktur.

Tüketim dininin senden sadece bir tek isteği vardır.

Yaptığın her şey bu dinin tören ve merasimleriyle yapılmak zorundadır.

Mesela bir çocuğun olacak.

Daha doğmadan partiler ve "Baby Shower" lar düzenlemen caizdir.

Doğmamış bebeğe en pahalısından kıyafetler ve oyuncaklar alman helaldir.

Hele hele bu eğlencelerini Internet üzerinden diğer din kardeşlerinle paylaşıp onları da tüketim ibadetine teşvik edersen de büyük sevaplar, pardon bonuslar kazanırsın.

Dünyanın bütün din ve inançları insanlığın mutluluğu için

"İhtiyacın kadar tüket, fazlasını paylaş" formülü verirken

Tüketim dini :

"Nefsin ne kadar istiyorsa o kadar tüket.Kimseyle paylaşma bırak onlar da tüketsinler. Ben zaten onlara borç veririm. Sen tüketebildiğin kadar tüket ve dünyada sahte cenneti yaşa" formülünü sana sunar.

Kendilerini farklı dinlerden zanneden insanlarda, bu yeni formüle iştahla sarılırlar.

Aralarından bazıları "acaba hata mı yapıyoruz ? Sonuçta benim dinimde böyle demiyor" diye bir çelişkiye düşerse hemen onun inandığını söylediği din her neyse, daha önceden tüketim dinine devşirilmiş ruhbanlar piyasaya sürülür.

Örneğin Hristiyan bir ülkede böyle bir çelişki gözlenirse

Parlak kıyafetli bir kardinal hemen gazetelere demeç verir ve şüpheye düşmüş Hristiyanların içini rahatlatır.

Mesela şöyle der.

"Değerli inançlı kardeşim. İsa-Mesih temsilcisi olan kilisemiz sana garanti verir ki bol bol tüketebilirsin. Dinimiz zengini sever. Zaten İsa efendimiz ve tüm havariler güzel yaşamayı severlerdi. Üstelik tükettikçe ülkene de faydalı olursun. Tükettiğin şeylerden alınan vergiler, sadaka hükmüne geçer.

Biz kilise olarak gelirinin on binde birini sadaka olarak vermeni belirledik.

Papa hazretleri tüm kutsal kitapları araştırdı ve gelirinizin on binde birini vermenizin cennetlik olmanıza yeteceğini söyledi.

Yani sevgili mümin kardeşim eğer  bin lira gelirin varsa bunun sadece bir kuruşunu fakirlere sadaka olarak verirsen görevini yaptın demektir.

Sadakanı verdikten sonra her türlü harcaman caizdir, mübahtır. İçin rahat olsun. Hadi efsane indirimlerde buluşalım, yaptığın tüm alışverişleri kilise olarak kutsuyoruz"

İşte tüketim dininin gizli vaizleri bunlardır.

Bunlardan her yerde vardır.

En son çıkan ilaçları kullanmanızı söyleyen doktor,çocuğunuza tablet satmak isteyen bilgisayarcı komşu, televizyonda en güzel yemekleri önünde yapan master şefler hep bu dinin vaizleri ve sahabeleridir.

Yani sevgili dostum,

Seçim senin.

Ya "ihtiyacın kadar tüket ve fazlasını paylaş" diyenlerden olacaksın.
Ya da "çatlayana kadar tüket ve kimseyle zırnık bile paylaşma" diyenlerden.

Söyle bakalım.

DİNİN NEDİR ?

Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru




               
















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni