Ana içeriğe atla

MEDYA MANİPÜLASYONU İLMİNİN İNCELİKLERİ


 

MEDYA MANİPÜLASYONU İLMİNİN İNCELİKLERİ

Sevgili dostlar,

Her gün medya üzerinden beynimize çakılan türlü propaganda ve beyin donduran çiviler yüzünden kah depresyona giren, kah geleceğinden ümidini kesip frenk illerine kapağı atmak isteyen insancıklarımıza "sakin olun bunların hepsi illüzyon" diye bağırıp çağırmamın bir faidesi olmayacağını düşündüğümden bari bu işin ilmini anlatayım da oturup tüm gün sanki çok gerekliymiş gibi başından kalkmadığınız medya namlı yüz başlı canavarın işletim sistemi nasıl çalışmaktadır tanıyın. 

Tanıdığınız bildiğiniz canavarın ısırığından kurtulmak daha kolaydır efendim.

Şimdi arkadaşlar bu medya denen şirin ahtapotun etkisi yıllar içinde araştırılmış incelenmiş ve neredeyse Korona Virüsün elli milyon misli bilimsel araştırmalara konu olmuştur. 

Medya ahtapotu yakın tarihte sıfırdan sosyal hareketler oluşturmuş ya da kendiliğinden yeşeren sosyal hareketlerin köküne betonu dökmüştür.

Savaşlar çıkarmış ve bu savaşlarda yüz binlerce insanın öldürülmesini mazur göstermiştir. 

Ekonomik kriz bombaları patlatmış veya olmayan ideolojiler dünyaya getirmiştir. 

Kısacası medya ahtapotunun marifetleri saymakla tükenmezdir.

Bu tükenmeyen marifetleri ve birbirinden leziz manipülasyon yemeklerini pişirip önümüze koymak için ne tür ileri teknikler kullanmaktadırlar hadi hep beraber bazılarına bakalım.


Dikkat Kaydırma Stratejisi : 

Toplumları kontrol etmenin ana fikri onların zihinlerini kendileri için önemli şeylerden kaydırıp kendilerine hiç bir faydası olmayan boş beleş işlere yoğunlaştırmaktır. 

Böylece kafesin içindeki telden çember içinde koşup koşup hiç bir yere varamayan bir fare gibi insanlarda boş ve anlamsız konular üzerine kafalarını ve boğazlarını patlatarak beyinciklerini yorup dururlar. 

Kendileriyle alakalı önemli meselelerde bilgi sahibi olamayan insanlar doğru kararlar da veremeyecekleri için sirklerde elli tane maymunu tek kamçı sesiyle yönlendiren sirk cambazının yaptığı gibi istenilen her yöne kolayca yönlendirilirler. 

Burada kullanılan yöntem sansürün tam tersidir.

Eski krallıklar hoşlarına gitmeyen bilgilerin halkın kulaklarına ulaşmaması için sopa zoruyla sansür uygularlardı. Ancak sopanın da bir limiti olurdu ve üç kişinin bildiği sır, sır değildi. 

Ardından modern medya tarih sahnesine arzı endam etti. 

Modern medya ahtapotuna maaşlı çalışan sosyal psikologlar "yahu neden sansürle falan uğraşıyoruz açalım bilgi musluklarını doğru ve yalan birbirine karışsın insancıklar o kadar yalanın arasında doğruyu falan anlamazlar" fetvasını verdiler. 

Bu sebeple dikkat kaydırma sansürle değil bilgi ve haber bolluğuyla oluşur. 

Sabahın köründen akşamın karanlığına kadar üzerinize milyarlarca bilgi atılır. 

Sizin gerçekten ihtiyacınız olan bilgiler Endonezya da sahibini boğulmaktan kurtaran köpek ve saçını pembeye boyatan yüz yaşındaki kadın haberleri arasında kaybolur gider. 

Yani sevgili dostum sanma ki sabahtan akşama haberleri takip ediyorsun da çok bilgilisin. Keşke bundan elli sene önce haftada bir kez gazete gelen dağ köyünde yaşasaydın çok daha mutlu ve rahat olurdun.


Problem üretip sonra da çözüm sunma Stratejisi : 

Bu güzel formülün ismi problem - reaksiyon - çözüm olarak özetlenebilir. 

Tarih öncesi çağlardan beri mıymıntı adamlar ve dırdırcı kadınların sıklıkla kullandığı bir stratejidir. 

Medya ahtapot ejderhası da bu stratejiyi ilim seviyesine çıkarmıştır. 

Önce medya bir problem uydurur ve insanların önüne atar. Örneğin "havadaki bulut sayısının yapılan araştırmalara göre en düşük seviyesine geldiği ve bunun bilim insanlarını endişelendirdiği" şeklinde bir saçmalık uydurulur ve bu "flaş haber" bağımlısı insanların önüne çiğnemeleri için atılır. 

İyice çiğnendikten sonra bulut sayısının artması için Internet üstünden çalışmanın yaygınlaşması ve her gün pislik yayan araçlarıyla işe giden milyonların evlerine kapatılmasının çözüm olduğu ileri sürülür. Böylece firmalar milyonlarca elemanı kendi evlerinden onlara hiç bir masraf üretmeden çalıştırmanın yolunu bulurlar. Bulutlarsa unutulur gider.

Bazen normalde olan bir durumun etkisini arttırmak için de bu teknik kullanılır. 

Varsayalım Dominik Cumhuriyetinde ekonomik kriz var. 

Ekonomik krizin son derece ağır olduğu ve geleceğin karanlık gözüktüğü propagandasıyla hayatından bezen kalabalıklara ekonomik krizden kurtulmak için biraz sıkıntıya girmelerinin tek çözüm olduğu dayatılır ve zaman içinde gelecek korkusu içindeki insanlar maaşlarının eksilmesini ve bir çok sosyal haklarının buhar olmasını doğal ve tabii karşılamaya başlarlar. Hatta sıkıntıya girdikçe Dominikli olmanın gurunu yaşar ve eski zaferlerini yad ederler.


Kurbağayı yavaş yavaş haşlama stratejisi :

Kaynar suya atılsa "yandım Allah" diye zıplayıp kaçacak kurbağanın önce soğuk suya atılıp sonra yavaş yavaş ısıtılarak haşlanmış kurbağaya dönüştürülmesi gibi burada da insan kalabalıkları normalde kesinlikle kabul etmeyecekleri şeylere yavaş yavaş alıştırılır. Mesela normalde üstünde araba sürdükleri ve vergileriyle parasını peşin verdikleri bildiğiniz asfalt yolun özelleştirilip sonra da her geçişleri için para uçlanacaksın denilen insanlar kazan kaldıracakken , yıllar içinde asfalt yola para ödemenin ne kadar normal ve ülke için çok faydalı olduğu haberlerini yiye yiye bu yaptıkları onlara dünyanın en normal işiymiş gibi gelir.


Çocuk gibi davranma stratejisi :

İnsan grupları kalabalıklaştıkça ve sayıları arttıkça zeka yaşları da düşer. Bu sebeple insan kalabalıkları mantıklı ve tumturaklı laflara sağır ve kör kesilirler. Ama tüm medya propagandasını 12 yaşında afacan bir çocuğa konuşuyor gibisinden yaparsanız çok başarılı sonuçlar alırsınız. Örneğin " Danimarka krallığına gelen göçmenler çeşitli toplumsal problemler üretebilir ve bununla alakalı ciddi stratejiler geliştirmemiz lazımdır" türünden bir medya mesajı hiç bir işe yaramaz ancak " Kara sakallı teröristler ülkemize girdi ve kadınlarımıza saldırıp erkeklerimizi yatırıp kesecekler" türü haberler çok prim yapar ve yaşları 12 ve altına düşmüş milyonlarca çocuk hemen tepki verirler. 


Duygusallık stratejisi : 

Medya manipülasyonu binasının temeli ve iskeleti insanların akıl ve mantıklarını kullanmamasına dayanır. İnsanlar kendilerine verilen akıl ve mantığı kullanmaya başlarlarsa sağdan soldan gelen rüzgarlarla savrulan kağıt parçası gibi davranmaktan vazgeçip oturaklı ve ciddi kararlar vermeye başlarlar. Böyle ciddi ve ne yaptığını bilen insanlar da kimsenin işine gelmez. Bu yüzden medya üstünden duygusallık içeren mesajlar pompalanır. Bu olguya dilimizde "ver mehteri" şeklinde de karşılık bulabiliriz. 

Bu olguya göre korku, öfke, gurur ve sevinç gibi türlü duygulara sarıp sarmalanmış mesajlar iletişim evrenini doldurur. Atılan her manşet ve gösterilen her görüntünün insanlara farklı duygular yaşatması hedeflenir. Her gün sabah haberlerinde korkar, öğlene doğru öfkelenir ve akşamları göğsünüz gururla dolar. Gün içinde duygu patlamaları yaşamaktan zavallı akıl ve mantığınızı kullanacak ne vaktiniz ne de gücünüz kalır. Kısacası medyada akıl ve mantık arıyorsanız bir kaç milyon yıl daha arayabilirsiniz.


Suçluluk duygusu uyandırma stratejisi :

İnsan evladının üstündeki en etkili duygulardan bir tanesi de suçluluk psikolojisidir. Bir kere kendini suçlamaya başlayan Ademoğulları ve Ademkızları bu duygunun fena tadından kurtulabilmek için ellerinden geleni ardına koymazlar. Medya ve Sosyal medyada bu açık güzel güzel kullanılır. 

Örneğin Kamboçya ülkesinin hazinesi o ülkenin önde gelenleri tarafından soyulmuş ve ekonomisi Titanic gibi batmışsa medya üzerinden insanların cehaleti ve tembelliği ayrıca vergi ödemiyor olmaları tüm sorunların sebebidir gibi mesajlar verilmeye başlanır. İş o hale gelir ki ekonomik krizin tüm suçu tembel ve iş beğenmeyen hayali insanlara kesilir. Hatta kriz altında inim inim inleyen Kamboçyalı vatandaşlar bile kendilerini suçlamaya başlarlar. 


Evet efendim işte medya ahtapot ejderhasının kullandığı bazı stratejiler bunlardır. Tabii ki bu yazdıklarım binlerce elmas arasından seçtiğim bir kaç tanesidir.

Kısacası medyaya gözünüzü ve kulağınızı vermeden önce ahtapotun kollarına dikkat etmeniz önemlidir. Kullanılan psikolojik teknikler sayesinde en saçma şeyler bile beyninize deniz yüzeyindeki musilaj gibi yapışır ve temizlemesi de oldukça zordur.

Sayın hocam manipülasyon tekniklerini öğrenmek ufkumu açtı daha yok mu derseniz türlü Algı Yönetimi ve Manipülasyon tekniklerini ince ince anlattığım You Tube kanalıma abone olmanızda büyük faydalar olduğunu da yazımı bitirirken eklemek isterim. 

Buyurunuz linki :

https://www.youtube.com/c/AydınSerdarKuru


Sevgilerimle

Aydın Serdar Kuru







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÖTÜ İNSANLAR KÖTÜ OLDUKLARININ FARKINDA MIDIR ?

  KÖTÜ İNSANLAR KÖTÜ OLDUKLARININ FARKINDA MIDIR ?  İyilik ve kötülük dünyaya ilk fırlatıldığımız günden bu güne önümüze konan bir seçenek. İlk olarak masallarla başlar annemizin bize anlattığı. Masalda mutlaka kötü bir karakter vardır. Kırmızı Başlıklı kızı yemeye kalkan kötü kurt, pamuk prensesi zehirleyen üvey anne gibi ve bizim yanımız her zaman iyilerin yanıdır. Daha sonra çizgi filmler girer yaşam hanemize. Örneğin Tom ve Jerry kedi fare masalında biz hep ufak minik fareyi tutarız, Kötü kalpli Gargamele karşı mavicik Şirinlerin yanındayızdır. Sonra görüntülü masallar olan filmler girer hayatımıza Star Wars evreninde Jedi olmak isteriz ve Yoda manevi babamız olsun diye iç geçiririz. Süpermen'in yanında Lex Luthora karşı savaşırız. Sonra yıllar geçer hayatın daha da içine gireriz çünkü artık bedenimiz büyümüştür ve masallar arkamızda kalmıştır ancak aynen o masallarda okuduğumuz çelik gibi net iyi ve kötü ayrımını ararız hayatta. Tüm dünya içinde kendimizin de olduğu iyile...

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop...

GÜÇ ZEHİRLENMESİNİN 5 SEBEBİ

 GÜÇ ZEHİRLENMESİNİN 5 SEBEBİ Sevgili Dostlar, Sizin de başınıza hiç gelmiş midir ? Hani hayatınızın bir döneminde iş ortamında veya özel hayatınızda biriyle tanışırsınız. Bu kişi son derece kibar, alçakgönüllü, iyiliksever bir insandır. Böylesi düzgün bir insanla karşılaşmaktan sevinç duyarsınız. O dönemler o kişi sıradan bir vatandaştır makamı mevkisi hatta parası yoktur ama karakteri vardır.  Bu kişi öyle bir insandır ki zor zamanınızda gözünüzü kapatıp güveneceğiniz biridir. Sonra zaman geçer hayatta çoğu zaman olduğu zaman yollarınız ayrılır ve o kişi anılarınızda tatlı bir hayal olarak kalır. Sonra bir gün bir şekilde yollarınız yeniden kesişir. Bu kişiyi tekrar gördüğünüze çok sevinirsiniz. Ama bir bakarsınız yıllar önce bıraktığınız kişi gitmiş yerine bambaşka bir insan gelmiştir. Yeni kişi son derece kaba, kibirli ve türlü hileler kötülükler peşinde olan birine dönüşmüştür. Bir zamanlar iş yerinde kendi çıkarına A4 kağıt bile kullanmaktan korkan kişinin yerine nereden...