Ana içeriğe atla

AÇIK OFİSLERİN SEBEP OLDUĞU SORUNLAR.


https://arstechnica.com/science/2018/07/in-open-offices-workers-chat-70-less-are-less-productive-and-email-more/


Açık Ofisler ilk uygulamaya geçtiği zaman "işyerinde iletişimi" arttıracak reklamıyla şirket ve kurumlara pazarlanmaya başlamıştı. 2009 senesinde "Asia-Pacific Journal of Health Management" yayınında Dr.Vinesh Oommen açık ofislerin çalışanların stres seviyesini arttırdığı ve sağlık sorunlarına sebep olduğunu çok kapsamlı bir araştırmayla ortaya koyduğu zaman konu dikkatimi çekmişti.
Paylaştığım yazı açık ofislerin sadece çalışanların sağlığına kötü etkisi olmadığını üstelik çalışanlarda ciddi ölçüde performans kaybına da sebep olduğunu belirtiyor. Yani yerden tasarruf edeceğim derken çalışanlarınızı hem hasta ediyor hem de performanslarını düşürüyorsunuz.
Algı yönetiminde "parazit etkisi" denen durum vardır. Buna göre insanlar çok fazla miktarda dış uyarıcıya maruz kalırlarsa kendilerini zihinsel olarak kapatırlar ve bu kapanma düşünsel yeteneklerde ciddi problemlere sebep olur.
Peki hem açık ofis türü ofisler kulllanıp hem de çalışanları zararlı etkilerden korumak mümkün mü ? Doğru Algı Yönetimi tekniklerine göre dizayn edilen bir ofiste ve gene aynı tekniklere göre verilecek eğitimlerle bu mümkün.
Kısacası eğer işverenseniz mümkünse çalışanlarınıza ayrı çalışma odaları sağlamaya uğraşın ancak bu mümkün değilse ofisin dizaynını Algı Yönetimi tekniklerine göre düzenleyin ve orta aralıklarla çalışanlarınıza Algı kontrolü ve Stresle Mücadele eğitimleri aldırın derim. Buna dikkat edilmezse en iyi eğitimli ve tecrübeli onlarca çalışanınız bir süre sonra stres,odaklanma ve sağlık sorunlarını yüzünden tamamen etkisiz hale gelecektir. Böyle bir durumda kurumunuz veya firmanız için hiç iç açıcı sonuçlar getirmez.
(Algı Yönetimi Eğitimleri hakkında bilgi almak için lütfen Ayça Kuru Akademiyle temasa geçiniz.)
AYÇA KURU AKADEMİ
https://aycakuru.com.tr/
Tel: 0554 280 44 84

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MANİPÜLATÖR KİŞİLİKLERİN TİPİK DAVRANIŞLARI

  MANİPÜLATÖR KİŞİLİKLERİN TİPİK DAVRANIŞLARI  Sevgili dostlar, Ailenizin Algı Yönetimi uzmanı olarak, hayatınızı zehir eden manipülatör insansıların bazı tipik davranışlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Böylece kendinizi koruyabilir ve midenizi delinmekten, saçınızı ağarmaktan kurtarabilirsiniz. Manipülatif kişiliklerin tipik davranışları, genellikle kontrol etmek, kendi çıkarlarına hizmet etmek amacıyla başkalarının duygularını, düşüncelerini ve davranışlarını acımasızca etkilemeye yöneliktir. Bu tür kişiler, başkalarını manipüle etmek için çeşitli psikolojik taktikler kullanırlar. Bu taktikleri bilmezseniz, oltaya takılmış balık gibi kıvranır durursunuz. İşte manipülatif kişiliklerin tipik davranışlarını psikolojik maddeler şeklinde açıklıyorum; vatana millete hediyem olsun: 1. Ana Manipülasyon Taktikleri Gaslighting: Kişinin gerçeklik algısını sorgulamasına neden olacak şekilde yanlış bilgi verme veya olayları çarpıtma. Örneğin, "Bu olayı hiç hatırlamıyorum, sen uyduruy...

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop...

KÖTÜ İNSANLAR KÖTÜ OLDUKLARININ FARKINDA MIDIR ?

  KÖTÜ İNSANLAR KÖTÜ OLDUKLARININ FARKINDA MIDIR ?  İyilik ve kötülük dünyaya ilk fırlatıldığımız günden bu güne önümüze konan bir seçenek. İlk olarak masallarla başlar annemizin bize anlattığı. Masalda mutlaka kötü bir karakter vardır. Kırmızı Başlıklı kızı yemeye kalkan kötü kurt, pamuk prensesi zehirleyen üvey anne gibi ve bizim yanımız her zaman iyilerin yanıdır. Daha sonra çizgi filmler girer yaşam hanemize. Örneğin Tom ve Jerry kedi fare masalında biz hep ufak minik fareyi tutarız, Kötü kalpli Gargamele karşı mavicik Şirinlerin yanındayızdır. Sonra görüntülü masallar olan filmler girer hayatımıza Star Wars evreninde Jedi olmak isteriz ve Yoda manevi babamız olsun diye iç geçiririz. Süpermen'in yanında Lex Luthora karşı savaşırız. Sonra yıllar geçer hayatın daha da içine gireriz çünkü artık bedenimiz büyümüştür ve masallar arkamızda kalmıştır ancak aynen o masallarda okuduğumuz çelik gibi net iyi ve kötü ayrımını ararız hayatta. Tüm dünya içinde kendimizin de olduğu iyile...