Sevgili Dostum,
Yıllardır seni daha başarılı bir insan yapmak için uğraşıp duruyorum. İşimi gücümü bırakıp sana güzel güzel yazılar yazıyorum ama okumuyorsun ve "hocam çok uzun yazıyorsunuz" diye bana mesajlar atıyorsun.
Tamam kardeşim diyorum ve sana kısacık kısacık resimli paragraflar yazıyorum bu sefer de "ee hani burada bir şey yazmıyor bana ne yapacağım tam anlatmamışsın" diye bana kızıyorsun. Bu sefer sana ulaşabilmek için minnacık minnacık uyandırıcı tweetler atıyorum onları da laf sokmalı ve esprikli söz değil diye beğenmiyor ve benim yerine trolleri takip ediyorsun.
Bu iş yazıyla olmuyor, gel bak sana eğitim düzenledik ve sadece bir akşam yemeği parasına bir günde sana otuz kitaplık bilgi vereceğim, üstelik benimle tanışıp istediğin soruyu da sorabilirsin diyorum "size şimdi para mı vereceğiz,hep paragözsünüz zaten" diyorsun (sanki cebindeki telefonla ayağındaki ayakkabıyı sana bedava verdiler de biz paragöz olduk).
Hele öyle sana "bak,ben Türkiye'nin kaliteli koçlarından biriyim,gel seninle oturup bir kaç seans çalışalım ve şu hayatını nasıl değiştirebilirsin sana yardımcı olayım" desem sanki beyzbol sopasıyla kafana vurmak istiyorum gibi benden kaçıyorsun.
Dün yoğun bir eğitim sonrası uçakla evime dönerken hem bunları düşünüp hem de THY'nin yurt içi uçuşlarda artık yemek yerine ikram etmeye başladığı peynirli tostu yerken bir anda aydınlanma yaşadım. (Tostlar çok etkili demek)
Kendi kendime "ben bu kardeşlerime başarılı olmanın yollarını anlatıyorum ama galiba suç bende çünkü hayatlarında herkes onlara (başarısızlığın ve acının) yollarını gösteriyor ve bu sebeple benim verdiğim reçeteler onlara garip geliyor. O zaman benim de onlara başarısız olmanın yollarını göstermem gerekiyor" kararını verdim.
İşte sevgili dostum,hayatta her ne yapıyorsan kurallara göre yapacaksın kuralı gereği (bu kuralı da şimdi kendim uydurdum) sana teknik bir şekilde gerçekten ve dibine kadar başarısız olmanın tam dokuz yolunu anlatacağım.
Böylece sen de kafana göre değil bilinçli şekilde başarısız olabilecek ve bana minnettar kalacaksın.
İşte başarısızlığın dokuz yolu.
1) Her gün seyredebildiğin kadar televizyon seyret. Evlilik,yemek yapma ve yarışma programlarını hiç kaçırma. Her gün mutlaka en az bir,ama yapabiliyorsan iki dizi izle. Kaçırdığın bölümleri mutlaka Internet üzerinden izleyerek disiplinli ol. Her gün türlü korkunç şeyleri duyup sinirleneceğin haberleri ve daha sonra o haberler üzerine saatlerce kavga edilip,tartışılan programları da iştahla tüket. Tabi sadece Televizyon yetmez tüm boş vakitlerini Internet üzerinden arkadaşlarının hoplayıp zıplarkenki resimlerini beğenerek,whatsapp üzerinden geyik muhabbeti yaparak ve sonu gelmez komikli video izleyerek geçirmelisin. Kısacası tüm hayatın televizon,dizi,komikli video ve geyik temelinde dönmeli. Sakın ha gidip kitap okuyayım,Televizyon veya Internet üzerinden kendimi geliştirecek şeyler araştırıp izleyeyim,hele böyle uzun uzun yazıları okuyayım deme. Bu dünyada zamanın sonsuz istediğin kadar rahat kullanabilirsin.
2) Kendin dışında herkesi eleştir. İyi bakarsan herkeste eleştirecek farklı bir yön bulabilirsin. Eleştiri seni rahatlatır ve kendini üstün görmeni sağlar. Hele çevrende bir şeyler yapıp üretmeye çalışan alıklar varsa onları daha sert eleştir ki bir an önce tuttukları bu yanlış yoldan vazgeçsinler. Hem büyük zevk alırsın hem de onları kıskanmaktan kurtulursun. Konuşup görüşebildiğin her insanla eleştiri seansları düzenlediğin gibi sosyal medya üzerinden yorum yapabildiğin her yerde de,her şeyi eleştirmeyi unutma. Sen bu dünyaya eleştirmek için geldin ve senin yaşam amacın bu. Kesinlikle hiç kimseye ne teşekkür et ne de iltitaf et çünkü hem bir tarafları kalkar hem de sen kendini kötü hissedersin. Bu arada senin hizmetini gören kafede garson,uçakta hostes gibi insanlara ufak bir güzel söz edip gülümsersen tüm karizman çizilir. Böyle insanlara özellikle asık suratlı davranıp,her şeyden şikayet etmen gerekir.
3) Değişimi reddet ve ne kendin değiş ne de etrafındakilerin değişmesine izin ver. Binlerce yıldır dünyanın hep aynı kaldığına ve kalacağına kesin bir şekilde inanman lazım. Her değişiklikle veya değişim getirmek isteyenle alay et,onları keskin eleştiri bıçaklarınla lime lime doğra,eskiden dünyanın ne kadar güzel olduğundan dem vur. Bu değişim denen nanenin çok tehlikeli olduğunu ve en ufak bir hoşgörü gösterdiğinde dünyayı başına yıkacağını aklından çıkartma. Parolamız her zaman "ben değişmiyorum sen de değişme" unutma.
4) Kimseyi kesinlikle affetme ve kinlerin uzun süreli olsun. Her şey için kin tut. Mesela hamburgerciye gittiğin zaman bir arkadaşın senin tabağından izinsiz patatesini alıp ağzına attıysa bu büyük saygısızlığı kafana yaz ve sabırla intikam fırsatının gelmesini bekle. Kinlerin seni canlı tutar ve yaşatır. Kendin dahil hiç kimseyi ve hiçbir şeyi affetme. Hele barışmakmış veya dostlukları tazelemekmiş gibi kelimeleri sözlüğünden çıkar. Affeden ve kin tutmayı bilmeyen insanlar karaktersiz ve "yavşak" insanlardır. Kaya gibi ol,çelik gibi ol hatta yetmez titanyum gibi ol.
5) Fikir tartışması diye bir şey yoktur ve gerekmez çünkü senin fikirlerin zaten dünyadaki en doğru fikirler ve geri kalan tüm insanlık saçmalıyor. Birisinin fikirlerinin seninkilerden daha doğru olabileceği gibi saçma bir şüpheye kapılırsan hemen karşındaki insanın kişiliğine saldır. Mesela de ki "sen şişkosun daha boğazını tutamıyorsun,önce az yemeği öğren de ondan sonra benimle tartış" gibi saldırılar çok işe yarar. Her zaman insanların kişiliğine ve geçmişine saldır kesinlikle fikirleri tartışma sonra seni ikna ediverirler görürsün gününü.
6) Sen zaten her şeyi biliyorsun ve yeni bilgiler öğrenmene hiç de gerek yok. Dünyada yeni bilgi diye bir şey zaten yoktur herkes sürekli aynı şeyleri farklı şekillerde söyler. Bir Lise veya üniversite diploman varsa zaten bir insan için bilinebilecek her şeyi biliyorsun demektir. Hele hele bir de akademik bir ünvanın varsa zaten sana dünyada hiç kimse hiçbir şeyi öğretemez. Mesela Doçent veya Profesörsen kendi alanın dışındaki her şeyde de ahkam kesme hakkını sana Yüksek Öğretim sistemi vermiştir. Kısacası yeni bilgi insanın kafasını karıştırır ve zihni yorar. Bir şeyi nasıl biliyorsan öyle yapmaya ölene kadar devam et ve istikrarlı ol.
7) Sen kesinlikle hata yapmazsın ve hata hep başka insanların yaptığı bir şeydir çünkü onların aptal olduğunu sen de ben de biliyoruz. Eğer yaptığın şey hataya benziyorsa hiç duraksamadan başkalarını suçla. Sorumluluk alırsan yandığın gündür. Korkma,bu ülkede kimse kimseden sorumluluk beklemez ve başkalarını etkin şekilde suçlarsan her şeyden yakanı sıyırabilirsin. Mesela yolda yürürken elindeki telefonda oyun oynamayı bırakamadığın için yaşlı ve bastonuyla zor yürüyen bir kadına çarpıp düşürdün diyelim. İçinden hemen bir ses sana özür dile falan der. O sesi hiç dinleme ve kadının düştüğünü görür görmez var gücünle "Önüne baksana kadın ! Kocaman yolda gelip bana çarpıyorsun ! Senin yüzünden neredeyse telefonum düşüp kırılacaktı !" diye bağır.Unutma bu ülkede en çok bağıran her zaman haklıdır.
8) Teşekkür ve şükür kelimelerini hayatından çıkar. Zayıf ve ezikler böyle şeyleri yapar. Sen zaten çok değerlisin ve insanların sana bir şeyler vermeleri veya hizmet etmeleri onların görevi. Herkesin sana bakması, ihtiyaçlarını görmesi ve en güzel şeyleri sana vermesi lazım. Bu onların hayat amacı. İnsanlara şükür etmediğin gibi Allah'a şükür etmeyi falan da boş ver hem zaten Tanrı da olmayabilir aslında. Bunlar belki de zayıfların uydurmasıdır. Güçlü ve sağlam insan teşekkür etmez ve şükür etmez.Sürekli şikayet ve tatminsizlik insanı doğru yola iletir.
9) Hedefler ve planlar aptalların işidir. Sen çok akıllısın hedefler koymana veya planlar yapmana gerek yok. Zaten her şey çok güzel olacak. Hem kader diye bir şey var uğraşmana didinmene gerek yok herkes ne olacaksa onu olacak zaten. İmtihanmış,çabaymış boş işler bunlar. Hayatını hedeflerle yaşayan ve deliler gibi çalışan insanların edindikleri senin de olabilir ki bunlar zaten nasip, kader, kısmet ve şans meselesi. O insanların elindeki şeyler yarın senin de olabilir hiç boşuna kendini yormaya gerek yok. Sadece onlar sana verilene kadar sürekli onları eleştir ki kendilerini bir şey sanmasınlar. Hem sen özgür bir insansın ve özgür insanlar plan program yapmaz,her günü kafalarına göre yaşarlar. Tabi uçağın rötar falan yaparsa onların özgürlük hakkı yok orada her şey planlı olacak sadece senin plansız ve rahat yaşamaya hakkın var.
Evet sevgili dostum, bu verdiğim kuralları harfiyen uygularsan sende bilinçli bir başarısızlık abidesi olabilirsin. Başarılı insan diye bir şey zaten yoktur,hepsi kendini kandırıyor,sen zaten yücelerin yücesisin.
Sana amaçsız,hedefsiz ve emeksiz hayatında başarılar pardon başarısızlıklar dilerim. Bu yazıyı buraya kadar okuduysan bir senelik okuman gereken yazı limitini zaten doldurdun demektir bir daha yapma ve hemen televizyonunun başına geç.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
Eğitmen-Koç (ACC)-Yazar.
www.serdarkuru.com
https://www.facebook.com/algiyonetimi/
bravoo tebrikler
YanıtlaSil