Sevgili dostlar,
Geçtiğimiz hafta hayatımla alakalı önemli bir karar verdiğim için kısa süreliğine yazılarıma ara vermek ve kendimle baş başa kalmam gerekti. Çok kolay olmayan bir süreçten geçtiğim bu dönemde tabii her zorlu durumda olduğu gibi kendim hakkımda ve karar verme süreçleri konusunda önemli tecrübeler kazandım.
Bugün sizlerle bu tecrübeler ışığında edindiğim bazı farkındalıkları paylaşmak istiyor ve bunların sizinde hayatınızla alakalı önemli kararlar alırken işinize yarayabileceğini düşünüyorum.
1) Kritik ve Stresli bir karar alma sürecinde en yapmamanız gereken şeylerden bir tanesi kendi algılarınız ve bilgilerinize güvenmek. Çünkü stres,belirsizlik ve anksiyete oranınız yükseldikçe biyolojik olarak aklınız bulanmaya ve etrafınıza buğulanmış bir camın ardından bakmaya başlıyorsunuz. Ne kadar fazla bilgi birikiminiz olursa olsun duygularınızın ateşi belirsizliğin rüzgarlarıyla alevlenmeye başladığı anda akıl aynanız kararmaya başlıyor. Yani kısacası dostum,bilgine güvenme.
2) Belirsizlik insanda sanki bir kerpeten tarafından bütün bedeni sıkıştırılıyormuş gibi bir acı üretiyor ve insan bazen sadece bu acıdan kurtulmak için bile acele ve hızlı kararlar verebiliyor.Bu aynen bir kovan arının saldırısından ve her yanına batan iğnelerinden kurtulmak için dibini göremediğiniz derin bir suyun içine gözü kapalı atlamanıza benzer. Hızlı karar vermekten mutlaka kaçının,bırakın arılar sizi biraz soksun veya kerpeten bedeninizi sıkıştırsın ama dişinizi sıkın ve yavaş karar vermeye çalışın.
3) Algılarınız sizi yanıltacaktır. İnsanlar geçmişte yaşadığı olumsuz olayların gözlüğünden bakarak gelecekte yaşayacakları olayların da aynı şekilde olumsuz sonuçlanacağını düşünmeye meyillidir. Mesela bir gün sokakta size bir köpek havlayıp dişini gösterirse bundan sonra gördüğünüz tüm köpeklerinde size havlayıp dişini göstereceğini düşünebilirsiniz. Ön yargı ve olumsuz beklentiler tüm algılarınızı karmakarışık edebilir. İşinize giderken yanınızdan geçen bir insana günaydın demenize rağmen,cevap vermeyip ters ters bakarsa zihniniz diğer tüm insanlarında size bunu yapabileceğini ve bu sebeple kimseye günaydın dememeniz gerektiği konusunda sizi ikna edebilir. Ancak bu son derece mantıksızdır. Bir karar verme aşamasında geçmiş olumsuz tecrübelerinizin etkisinde kalmayın ve her durumu kendi başına bağımsız şekilde değerlendirin.
4) Karar verme sürecini kendinizi evinize kapatarak ve kimseyle görüşmeden tek başınıza geçirmemeye çalışın. Aileniz ve yakın arkadaşlarınızla mutlaka istişare yapın ve onlara danışın çünkü sizin duygularınızla kapanan görüşünüzle göremediğiniz bir çok inceliği onlar görebilir. Kendi karar verme sürecimde ailem ve yakın dostlarımın bana verdiği tavsiyeler son derece önemliydi çünkü eğer kendi başıma kalsaydım son derece acele kararlar alabilirdim.
5) Sağlığınıza ekstradan dikkat edin. Beslenme,dinlenme ve stres kontrolü çok önemli. Çünkü önemli kararlar verme sürecinizde doğal olarak büyük bir stres yaşamaya başlıyorsunuz ve bu stres bağışıklık sisteminize kocaman balyozlarla darbeler vurmaya başlıyor.
6) Sizden çok daha büyük bir gücün size göz kulak olduğu ve her şeyin onun kontrolü altında geliştiği inancı zihinsel dengenizi korumakta size büyük yardımcı olacaktır. "Mevla görelim neyler,neylerse güzel eyler" sözü çok akıllıca edilmiş ve size fırtınalı bir denizin ortasında can simidi görevi yapabilecek bir yaşam felsefesidir. İnsan zayıf yaratılmıştır ve her şeyi kontrol edemez ancak egosu ona her şeyi isterse kontrol edebileceği hissini verir. Bu sebeple kontrol edemediği durumlarda eğer o kişinin güçlü bir inancı yoksa çöküşü çok ani ve sert olabilir.
7) Bir gemi büyük bir fırtınaya yakalanırsa rotasını koruması ve gideceği limanı gözden kaçırmaması çok önemlidir. Çünkü eğer rotasını koruyamazsa kendisini keskin kayalıklar üzerinde parçalanmış bulabilir. Bu sebeple hayatınız hakkında önemli ve stresli bir karar alırken hedeflerinizi unutmayın. Eğer sizin uzun vadeli hedefleriniz yoksa çok kolay bir şekilde zihninizin karanlık labirentlerinde kaybolabilirsiniz. Hedeflerinizin de mutlaka sizden daha büyük ve insanlığa faydalı hedefler olması lazımdır. Büyük hedefler aynen büyük deniz fenerleri gibidir ve ışıkları kilometrelerce öteden görülebilir ama küçük ve bencil hedefleriniz varsa ilk fırtınada onları gözden kaybedersiniz.
8) Gerçeklikle bağınızı korumanız çok önemlidir. Yere acil iniş yapmak isteyen bir pilot için kontrol kulesinin ona sürekli verdiği bilgiler hayatidir.Kontrol kulesindekiler havadaki pilota sürekli rüzgarın yönü,pistin durumu ve yüksekliği gibi somut ve gerçekçi bilgileri ne kadar etkin şekilde verirlerse,o pilotun da uçağını sağ salim yere indirme şansı artar. Karar verme sürecinizde size kontrol kulesi görevi yapacak yakınlarınız ve arkadaşlarınızın etrafınızda olması ve verdikleri bilgiler çok önemli. Bu kişiler sizin durumunuzla alakalı size ne kadar gerçekçi bilgiler verirse siz de o kadar etkili kararlar alabilirsiniz. Kendimle alakalı durumda eşim ve iki değerli arkadaşım bana çok etkin bilgi aktarımında bulundular ve sayelerinde uçağımı dağlara çarpmadan sakince indirebildim. Eğer etrafınızdaki insanlar gerçeklerden uzak ve duygusal değerlendirmeler yaparlarsa sizi yanlış bir karara yönlendirmeleri çok olasıdır.
9) Karar verme süreciniz uzadıkça ve üzerinizdeki stresin seviyesi arttıkça kendinize güveniniz de giderek düşmeye başlayacak.Bu durumda geçmişteki başarılarınızı hatırlamanızda büyük fayda var.Bir günlük tutuyorsanız onu okuyun veya başarılarınızla alakalı geçmişte çektirdiğiniz fotoğraflarınız varsa onlara bakın,kısacası kim olduğunuzla alakalı şüphelerin zihninizi ele geçirmesine izin vermeyin.Eğer şüphe tohumlarının başak vermesine izin verirseniz kısa zamanda zihninizi zehirli sarmaşıklar gibi saracaklardır.
10) Karar sürecinizde hem kendinize hem de diğer insanlara karşı tamamen dürüst,samimi olun ve bir kere karar verdikten sonra artık o kararın arkasında durarak tüm sorumluluğu üstlenin. Hepimiz verdiğimiz kararların bir toplamıyız. Kararınızı verdikten sonra Allaha şükredin, çevrenizdeki insanlara verdikleri destek için teşekkür edin,kararınızı ilan edin ve sonrasında da bu kararınızın arkasında güçlü bir şekilde durmaya kendinizi hazırlayın.
Bu okuduğunuz tavsiyeler tamamen kendi tecrübelerim sonucunda vardığım sonuçlardır. Bunları hepsinin sonuna kadar uyulması gereken bir doktor reçetesinin maddeleri gibi değil,kafanıza yatanları hayatınıza uygulayabileceğiniz dostça tavsiyeler olarak görmenizi rica ederim.
Umarım size faydalı olurlar.
Konuyla alakasız not: Genelde yazılarımda güncel konularla hele hele güncel şahsiyetlerle alakalı pek yorum yapmam. Ancak bugün İnternet ortamında hayretle izlediğim bir videodaki manzara karşısında sessiz kalamadım.İlgili videoda çok tanınmış ve hiper zengin bir iş adamımız kendisini evinde ziyaret eden televizyonculara karşı bir yandan zenginliğini ballandıra ballandıra anlatırken diğer yandan da evindeki bir hanım için "o benim malım" sözünü kullanıyordu.
Bu iş adamına iki ufak tavsiyem olacak.
İlk olarak önce biraz zaman ayırıp bir kaç tarih kitabı okusun çünkü tüm insanlık tarihi gücüyle ve malıyla kibirlenen insanların başlarına gelen türlü felaketlerin hikayeleriyle doludur. Bir zamanlar yer üstünde kibirle dolaşan nice güçlü ve zengin insan bugün toprağın altındadır ve bir çoğunun geriye tozları bile kalmamıştır.İnsana değer veren sahip olduğu mal ve mülk değil diğer insanların dertlerine derman olmasıdır.
İkinci tavsiyem de şudur. İzlediğim videonun bir parçasında kendisinin de belirttiği gibi bu ülkenin çoğunluğu Müslümandır ve Müslümanların inandığı kutsal kitaba Kuran-ı-Kerim denir.
Bu "başarılı" ve "çok çok çok zengin" iş adamımızdan ricam eğer o lüks ve ihtişamlı evinde bir Kuran meali varsa onu alıp gece vakti rahatsız edilmeyeceği bir yere çekilerek Kasas suresinin 76.ayetine bir bakması ve sonrada derin derin düşünmesidir.
Orada kendisinin de çok feyiz alacağını düşündüğüm şu ayeti görecektir.
"Karun, Musa'nın kavminden idi de, onlara karşı azgınlık etmişti. Biz ona öyle hazineler vermiştik ki, anahtarlarını güçlü kuvvetli bir topluluk zor taşırdı. Kavmi ona şöyle demişti: Şımarma! Bil ki Allah şımarıkları sevmez."
Şımarma dostum,Şımarma....
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
Eğitmen-Koç (ACC)-Yazar.
www.serdarkuru.com
https://www.facebook.com/algiyonetimi/
Yorumlar
Yorum Gönder