Ana içeriğe atla

HAVA SICAKLIĞI VE PSİKOLOJİ


 
HAVA SICAKLIĞI VE PSİKOLOJİ

Sevgili dostlar,

Her dakika tepemize kaynar suların damlaması ve sürekli bir saunada ter banyosu yapıyormuş gibi geçen şu sıcak ve alevli günlerde hava durumu ve insan psikolojisi üzerine bir kaç kelam etmem sanki faydalı olacakmış gibi geldi.

Algılarımız bir çok şeyden olduğu gibi hava sıcaklığı ve meteorolojik şartlardan da etkilenir.

Örneğin Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan araştırmalarda havaların aşırı sıcak olduğu günlerde işlenen şiddet suçlarının gözle görülür şekilde arttığı tespit edilmiştir. Daha da ilginci Güney Amerika'da 1950-2004 arası süren düzenli sıcaklık artışlarıyla paralel olarak bu ülkelerde ortaya çıkan siyasi karışıklıklar, savaşlar ve şiddet oranları arasında da anlamlı bir ilişki bulunmuştur.

Ancak tabi bu denklemin kendisi içinde de ilginç detaylar var.

Örneğin Dallas'ta yapılan bir ölçümde hava sıcaklıkları arttıkça suç oranlarının da arttığı gözlemlenmiş ancak sıcaklık belli bir derecenin üstüne çıktığı zaman suç oranları düşmeye başlamıştır (sıcaktan suç işlemek bile zorlaşmış denilebilir)

Bu olgunun ismi Baron ve Bell isimli arkadaşların NAE (negative affect escape) modelidir. 

Buna göre hava sıcaklıkları insanları rahatsız edecek derecelerde düştüğü veya yükseldiği zaman insanlarda saldırganlık artışı gözlemlenir ancak bu dereceler yaşamı zorlaştıracak ölçüde düştüğü veya yükseldiği zaman insanların kaçma istekleri ağır basarak saldırganlık oranları düşer.

Kısacası saldırganlık üreten dereceler normal ve aşırı dereceler arasındadır.

Arizona'da çok daha ilginç bir deney yapıldı. 

Buna göre araştırmacı bir ablamız şehrin yoğun trafikli bir bölümüne tezgahı açtı ve trafiği izlemeye başladı. Baktığı şey gün boyunca sıcaklık arttıkça trafik problemlerinin de artıp artmadığıydı. Sonuç gene aynıydı. Aynı bölgede sabah hava serinken kurallara uyan, ışıklara özen gösteren ve pek korna çalmayan şoförler sıcaklık arttıkça saldırganlaşmaya ve kurallara uymayıp birbirleriyle kavga etmeye başladılar. 

Hava durumunun sadece saldırganlığa değil beynin çalışma sistemine de etkisi var. 

Buna göre soğuk ve karanlık havalarda içimize dönüyoruz ve gözlem yeteneklerimizle hafızamız güçleniyor. Ama güneşli havalarda kafamız da havalarda oluyor. Buna örnek olarak bir alış veriş merkezinde yapılan deney ilginçtir. (Tabii gene Amerika'da yapılmış) 

Bu deneyde bir alış veriş merkezinin belli yerlerine domuzcuk kumbarası veya model araba gibi dikkat çekmesi muhtemel oyuncaklar bırakılmış. Daha sonra içerde dolaşanlardan rastgele seçilen insanlara bunları fark edip etmedikleri sorulmuş. 

İlginç şekilde kapalı ve soğuk havalarda kendilerine soru sorulan insanlardan bu oyuncakları fark edenlerin sayıları oldukça fazlayken, sıcak ve güneşli havalarda bunları fark edenlerin sayısı oldukça azmış.  (Okulların yazın kapalı olmasının oldukça bilimsel bir sebebi var gördüğünüz gibi)

Uri Simonsohn isimli bilim insanının yaptığı araştırma havanın çok daha ilginç bir etkisini daha ortaya çıkardı. 

Buna göre Amerika'da özel üniversite giriş mülakatlarında, adaylarla mülakat yapan hocalar kapalı havalarda aday öğrencilere akademik başarılarına yönelik sorular sorarken, güneşli havalarda adayların sosyal faaliyetleri ve hobilerine ilgi göstermişler. Yani eğer bir mülakata giriyorsanız ve sosyal yanınız zayıf ama notlarınız iyiyse kapalı havaları tercih etmenizde büyük faydalar var.

Hava durumunun üzerimizdeki etkisi bununla da bitmiyor. Örneğin Hollandalı Psikolog Evert Van de Vliert oturmuş tüm dünyada alınan bilimsel patentlerin yerlerini ve hava şartlarını araştırmış. 

Buna göre bilimsel patentler aşırı sıcak ve aşırı soğuk iklimlerde eğer o bölgelerin ekonomisi ve eğitim seviyesi yüksekse büyük çapta artış gösteriyor. Yani eğer hava dışarıda gezip oynayacak denli müsait değilse ve şartlar müsaitse insanlar oturup bilimle uğraşıyorlar.

Buna bağlı olarak yaratıcı sanatlar da güneşli bölgelerde artış gösteriyor. Yani güneşli ve sıcak yerlerden ressam ve müzisyen bol çıkıyor.

Hava durumu sadece bunlara değil borsaya bile etki etmekte.

2003 senesinde Hishleifer ve Shumway isimli araştırmacılar borsada en çok para kazanılan ve yatırımcıların en çok risk aldığı dönemlerin havaların güneşli ve güzel olduğu zamanlar olduğunu ortaya çıkardı. Sebepte şuymuş. 

Havalar güzel olunca yatırımcılar hayata daha olumlu ve pozitif bakmaya başlıyorlar. Bu bakışları hisse senetlerine ve yatırım fırsatlarına olan bakışlarını da etkiliyor. Böylece normalde risk görecekleri yerlerde fırsat görmeye başlıyorlar ve başlıyorlar paracıkları yatırmaya. 

Böyle durumlarda risk alıp kazananlarda büyük kazandıkları için istatistikleri etkiliyor. 

Kısacası hava güzelse yatırım kararı verirken dikkat edin. Çünkü böyle havalarda riskleri pek göremeyebilirsiniz.

(Şimdi yazarken aklıma geldi. Üniversitelerimizin işletme ve psikoloji gibi bölümlerindeki değerli hocalarımız oturup ülkemizde son elli yıldır yaz mevsiminde açılan işlerin ve dükkanların batma çıkma oranlarını bir araştırsa ne güzel olurdu. Ama biz bilimle falan uğraşmıyorduk değil mi ? Unutmuşum kusura bakmayın)

Kısacası sevgili dostlar havaların aşırı sıcak olduğu şu dönemlerde yukarıdaki yazılanlara bakarak kendinizi ayarlayın.

Öncelikle sıcaklarda hem kendinizin hem de başkalarının saldırganlaşabileceğini bilerek hareket edin. Ama çok aşırı sıcakta kimsenin kolunu kaldıracak hali kalmadığı için nispeten güvendesiniz. 

Hele araba kullanıyorsanız trafiğe serinlikte çıkmanızda fayda var.

Bu dönemler dikkatinize ve hafızanıza da fazla güvenmeyin. 

Mülakata falan gidecekseniz güzel havalarda bu mülakatların daha kolay geçebilmesi de mümkün. 

Ya da madem havalar sıcak evde oturup bilimle, sanatla da uğraşabilirsiniz tam sırasıdır. 

Son olarak yatırım kararı verecekseniz biraz bekleyin de sonbahar gelsin derim.

Gördüğünüz gibi hava dahil bir çok şey insan psikolojisini etkiliyor.

Benzer konuları konuştuğum "İnsanları İkna Etmenin Yolu" videom da ilginizi çekebilir.

https://www.youtube.com/watch?v=nBXDvKSxj0g&pp=sAQA

Yazımı eskilerin bileceği güzel bir dilekle bitireyim.

Havalar nasıl olursa olsun sizin havanız güzel olsun.

Sevgilerimle


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni