YÖNLENDİRİLDİĞİNİ ANLAMANIN 5 YOLU.
Sevgili dostum,
Şu anda hayatında yaşadığın sorunların kaynağı kötü niyetli biri veya birileri tarafından psikolojik baskı altına alınıp, kullanılman olabilir. Manipülasyona uğrayıp uğramadığını anlayabilmen için dikkat etmen gereken bazı sinyaller vardır. Bugün seninle bu sinyallerden bazılarını paylaşacağım.
1) Manipülasyonun üç tane ayağı vardır. Korku, Zorundalık ve Suçluluk.
Seni yönlendirmek isteyenler sende bu duyguları uyandırmaya çalışırlar. Kısacası aslında yapmak istemediğin bir şeyi şu an yapıyorsan birileri seni korkutmuştur, ya da yapmak zorunda olduğuna inandırmıştır veya büyük bir vicdan azabı çekeceğini söylemiştir.
Örneğin senden sürekli para isteyen ama aldığı hiç bir parayı geri ödemeyen bir arkadaşını düşün. Bu kişi sana sürekli ne kadar zor durumda olduğundan, hiç kimsenin ona yardım etmediğinden, hayattaki tek dostunun sen olduğundan dem vurur. Her zaman şanssız ve ezilen bir insan olarak kendini tanıtır. Gözleri sanki hemen ağlayacakmış gibi sürekli dolu ve sesi hep titrektir.
Seni öyle bir duruma sokar ki ona para vermezsen kendini dünyanın en vicdansız ve acımasız insanı olarak görmeni sağlar. Sanki denize düşmüştür de ona can simidi atabilecek tek kişi sensindir. Durum böyleyse seni suçluluk duygusuyla yönlendiriyor diyebiliriz.
2) Seni sürekli suçlayan ve her lafını başka yöne çekerek üstüne gelenlere de dikkat et.
Örneğin iş yerinde bir yöneticin, ne yaparsan yap seni sürekli beceriksiz ve tembel olmakla suçluyorsa. Üstelik kendini savunmak için ettiğin en basit lafı bile "nankörlük" damgası vurup sana geri iade ediyorsa. Başın dertte demektir.
Ya da evlisin ve eşin seni sürekli ilgisiz olmakla suçluyor. Kendi başına bir fincan kahve bile içsen "sen benimle ilgilenme, kahveni iç zaten" veya arkadaşlarınla yarım saat otursan "sen hiç keyfini bozma, arkadaşlarınla gez toz, hiç sorma benim zavallı eşim ne halde diye" gibisinden laflarla seni sürekli vicdan azabı ve suçluluk durumuna getiriyorsa alarm çanların çalıyor demektir.
3) Bazen de sana iyilik yapıyor görüntüsü altında yaklaşırlar. Örneğin işlerinde sürekli yardımcı olur, sık sık arayıp hatırını sorarlar. Sürekli hediyeler ve çiçekler alırlar. Sana bir şey satıyorlarsa müthiş bir indirim yapmış gözükür veya ekstra bir avantaj sağlarlar.
Kısacası dışarıdan iyi ve faydalı görünen bir çok hareketle sana yaklaşırlar.
Buradaki püf noktası sana bu iyilikleri yaparken hep bir karşılık beklendiğini de ima ederler. Bir süre sonra seni borçluluk ve minnettarlık psikolojisine sokarlar ki normalde yüz bin kere hayır diyeceğin bir teklife için kanaya kanaya evet dersin.
4) Bir de rol verme tekniği vardır. Diyelim ki bir annesin ve çocuğun senden tablet bilgisayar istedi. Tabletlere bakmak için gittiğin yerdeki kötü niyetli satıcı da, çocuğuna gösterdiğin ilgiyi ve verdiğin değeri fark etti. Gitti oradaki en pahalı tableti önüne koydu. Küçücük bir çocuk için aşırı lüks ve gereksiz pahalı bir tablet bu.
Normal bir tabletten on kat daha pahalı. Satıcı burada sana şunu söyleyebilir.
"Hanımefendi görüyorum ki çocuğuyla çok ilgili ve onun geleceğini düşünen bir annesiniz. Sizin çocuğunuz gibi akıllı bir çocuğa da ancak böyle bir tablet yakışır. Ucuz tabletler hem çocuğunuzun sağlığını etkileyebilir hem de hemen bozulursa çocuğunuz çok üzülür. Üstelik şimdiki çocuklar çok acımasız. Diğer çocuklarda ucuz ve marka olmayan bir şey gördükleri zaman hemen acımasızca alay etmeye başlıyorlar. Hafife almayın çünkü bizim komşunun çocuğuna marka olmayan bir ayakkabı giydirdiler diye psikoloğa götürülmek zorunda kaldı. Zavallı çocuğa da bir ton ilaç verdiler. Ama tabi ki siz bilirsiniz, bizde bu tabletlerin ucuz modelleri de var"
Şimdi burada ne yaptı kötü niyetli satıcı. Müşterisi olan kadına "iyi ve ilgili anne" rolü verdi. Bu rolü o kadar büyüttü ki anne ister istemez bunu kabul etti. Sonra da ucuz bir tablet almanın bu role uymayacağını ima etti. Bir de üstüne korkutma faktörünü de eklediği anda annenin zihnine fiti soktu.
5) Pasif Agresif saldırıda bir insan kullanma tekniğidir. Buna göre senin hareketlerini yönlendirmek isteyen kişi bunu açıktan yapmaz. Açıktan seni eleştirmez veya saldırmaz. Bunun yerine seni belli imkanlardan mahrum bırakır.
Mesela derin bir suskunluğa bürünür ve seninle çok az konuşmaya başlar. Beraber bir şeyler yapmak istediğiniz zaman ya hasta olur veya morali bozuktur. Sakarlıkları ve dikkatsizlikleri artmaya başlar. İş yerindeyse sürekli hata yapar. Evdeyse tabak bardak kırmaya başlar. Sen bu durumda acaba tüm bunlar benim "şunu yapmamdan mı" kaynaklanıyor diye düşünmeye başlarsın. Ama açıktan sorarsan bunu hiç bir zaman kabullenmez. Sen bir şekilde Pasif-Agresif saldırganın istemediği hareketi yapmaktan vazgeçersen bir anda yüzü gülmeye ve seninle konuşmaya başlar. Hastalıkları geçer ve morali düzelir. Dikkatsizlikleri de ortadan hemen kaybolur.
Evet sevgili dostum. Eğer bu anlattıklarım hayatında varsa yönlendiriliyor olabilirsin.
Çözümü de basit.
Dürüst ve net ol. Örneğin seni suçluluk haline sokmak isteyen birinin yaptığını fark ettiğin anda hemen "bak ne yapmaya çalıştığının farkındayım. Boşuna uğraşma. Benim yaptığım iyi ve doğru bir şeyse ne yaparsan yap beni suçluluk durumuna sokamazsın" de. İ
İnancın da güçlü olsun. Eğer güçlü bir Allah inancına sahipsen ve Kuran'ı gerçekten iyi anlamışsan kimse seni kolay kolay suçluluk duygusuna sokamaz veya korkutamaz. Çünkü senin kendini ayarladığın varlık olan Allah tüm evreni yaratandır. Ancak eğer en ufak bir ortak koşma durumun varsa. En ufacık bir şekilde Allahın gücünü başka varlıklara verirsen. Bu anlattığım türlü yönlendirme tekniğine kapılarını açmış olursun.
Akıl ve İnanç seni özgürleştirir.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
Yorumlar
Yorum Gönder