Ana içeriğe atla

İLERİ YAŞLARDA HALA OYUN OYNAYANLARIN PSİKOLOJİSİ


 İLERİ YAŞLARDA HALA OYUN OYNAYANLARIN PSİKOLOJİSİ

Sevgili dostlar,

Bazen ileri yaşlarda oyun dünyasında kopamayanlar hakkında bazı eleştiriler duyarım. Tabi bende aralarda telefonundan uzay oyunları oynayan bir orta yaşlı olarak üzerime alınıyorum. O sebeple ailenizin Algı Yönetimi Uzmanı olarak bu konuda bir kaç kelam etmek isterim.

Öncelikle oyun sektörü Algı Yönetiminin üst seviyede kullanıldığı ve bunu iyi kullananların ciddi paralar kazandığı bir sektör

Peki Algı Yönetimi açısında hangi insani açıklar kullanılmakta bu oyun meselesinde.

1) Kaçış ve Rölantiden Çıkış

İlk olarak, video oyunları genellikle bir tür kaçış sağlar. Günlük yaşamın stresleri, iş veya kişisel sorunlar gibi faktörlerden uzaklaşmak için ideal bir yol olabilir. Oyunlar, karmaşık ve zorlayıcı bir dünya yerine daha basit, anlaşılabilir ve hatta kontrol edilebilir bir ortam sunabilir.

Hayat karmaşıklaşıp kontrol dışına çıktıkça insanlar kontrol duygularını hissedebilecekleri ortamlar ararlar. Bu durumda bir oyun karakterini kontrol etmek size benzer bir kontrol hissi verebilir. Bu sebeple orta yaş üstü ve yaşamında büyük değişimler gerçekleşip yaşamın kontrolünü elden kaçırdıklarını hissedenlere oyun firmaları "gel dostum işte sana ait bir dünya" diye yaklaşabilir.

2) Ödül Döngüsü

Oyunlar genellikle kısa vadeli ödüller ve başarılar sunar. Özellikle ileri yaşlarda, iş hayatı veya sosyal yaşamda bu tür ödüllerin sayısı azalabilir. Video oyunlarındaki hızlı ödül döngüsü, dopamin salgılanmasını tetikleyerek iyi hissettirebilir.

Burada mesele yaş ilerledikçe artık yeni tecrübelerin sayısının azalması ve ulaşılacak hedeflerin bitmeye başlamasıdır. Bu da yıllarca hep belli hedefler peşinde koşmuş insanlarda bir tür boşluk hissi üretir çünkü belli oranda dopamine bağımlı olmuşlardır. Bunu gerçek yaşamda karşılayamazsa ve bunu karşılayabileceği güvenli bir ortam arıyorsa oyunlar bu konuda ideal ortamı sunarlar.

Örneğin artık emekli olmak üzere bir insan için oynadığı oyunda imparator rolü oynamak ve oralarda zafer üstüne zafer kazanmak aynı dopamini salgılatacaktır.

3) Sosyal Bağlantı

Internet üzerinden oynanan oyunlar aracılığıyla sosyal bağlantılar da kurulabilir. Bu, özellikle yaşlandıkça sosyal çevresi daralan veya fiziksel olarak evden çıkamayan insanlar için önemli olabilir.

Mesela emekli oldun ve ilk bir kaç aydan sonra sıkılmaya başladın. Artık eski iş arkadaşların da seni eskisi kadar arayıp sormamaya başladı. 

Bu yaştan sonra sosyal çevre edinme zor iş hele emekli maaşlarıyla gezip tozmak daha da zor olacağı için online oyunlar üzerinden birileriyle tanışıp temasa geçmek oldukça çekici bir hale gelebilir. 

4) Problem Çözme ve Zihinsel Uyarılma

Bazı insanlar için, oyunlar yalnızca eğlenceli değil, aynı zamanda zihinsel olarak da uyarıcıdır. Strateji oyunları, bulmaca oyunları gibi türler, problem çözme yeteneklerini kullanmayı gerektirir. İleri yaşlarda bu tür zihinsel aktiviteler, kognitif fonksiyonların korunmasına da yardımcı olabilir.

Bu aslında işin en önemli kısmıdır. Okuma alışkanlığı olmayan insanlar işsiz kaldıklarında veya emekli olduklarında hızlı bir şekilde beyin fonksiyonlarını kaybedebilirler.

Çünkü artık yaşamda çözülecek büyük problemler kalmamış rahata erilmiştir. Ama rahat her zaman problem habercisidir. 

Bu sebeple belli tür oyunlar beyin sağlığını korumaya ve sorun çözerek başarı hissi yaşama duygusu yaşamaya yardımcı olabilir. 

5) Kimlik ve Özsaygı

Oyunlar, bazı insanların kimliklerinin bir parçası haline gelebilir. Yani, "oyuncu" kimliği, kişinin özsaygısını ve kendine dair algısını olumlu bir şekilde etkileyebilir.

Örneğin oyunda oynadığın karakter "avatar" insanların hep olmak istedikleri ideal karakter olabileceği ve gerçek yaşamında yaşayamadığı bazı duyguları bu avatar üzerinden yaşayabileceği için gerçek kimliklerinden daha çekici olabilir. 

Bu da insanların o ideal karakterini yaşayabileceği sanal ortama sürekli çekilmesi demektir. Örneğin oyunda çok başarılı bir yatırımcısın ama gerçek yaşamda pek başarılı biri olarak kendini görmüyorsun. Bu durum normal yaşamda geçirdiğin saatlerden çok daha fazlasını ideal karakterin olduğu oyunda geçireceğin anlamına gelir. 


Kısacası dostum video oyunlarının ileri yaşlarda oynanmasının patolojik bir durum değildir. 

Oyun oynamak, diğer hobiler gibi, farklı psikolojik ihtiyaçları karşılayabilir. Ancak, her şeyde olduğu gibi, aşırıya kaçmak zararlıdır. 

Özellikle bu tür aktiviteler sosyal yaşamı, işi veya genel sağlığı olumsuz etkiliyorsa, bir sorun olabilir. Ancak bu, yalnızca oyun oynamanın değil, herhangi bir aktivitenin aşırısının olumsuz etkileri için geçerlidir.

Yani dozunda oyun faydalıdır ama oyundaki karakterleri kendi ailen ve arkadaşlarından  fazla görmeye başlamışsan çok dikkat etmen gereklidir.

Bu konuda sorun yaşıyorsan kanalımda "İrade ve Otokontrol Geliştirmenin Yolları" başlıklı videomu bir izleyiver derim.

İşte kanal burada

https://www.youtube.com/AydinSerdarKuru

Sevgilerimle



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KÖTÜ İNSANLAR KÖTÜ OLDUKLARININ FARKINDA MIDIR ?

  KÖTÜ İNSANLAR KÖTÜ OLDUKLARININ FARKINDA MIDIR ?  İyilik ve kötülük dünyaya ilk fırlatıldığımız günden bu güne önümüze konan bir seçenek. İlk olarak masallarla başlar annemizin bize anlattığı. Masalda mutlaka kötü bir karakter vardır. Kırmızı Başlıklı kızı yemeye kalkan kötü kurt, pamuk prensesi zehirleyen üvey anne gibi ve bizim yanımız her zaman iyilerin yanıdır. Daha sonra çizgi filmler girer yaşam hanemize. Örneğin Tom ve Jerry kedi fare masalında biz hep ufak minik fareyi tutarız, Kötü kalpli Gargamele karşı mavicik Şirinlerin yanındayızdır. Sonra görüntülü masallar olan filmler girer hayatımıza Star Wars evreninde Jedi olmak isteriz ve Yoda manevi babamız olsun diye iç geçiririz. Süpermen'in yanında Lex Luthora karşı savaşırız. Sonra yıllar geçer hayatın daha da içine gireriz çünkü artık bedenimiz büyümüştür ve masallar arkamızda kalmıştır ancak aynen o masallarda okuduğumuz çelik gibi net iyi ve kötü ayrımını ararız hayatta. Tüm dünya içinde kendimizin de olduğu iyile...

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop...

GÜÇ ZEHİRLENMESİNİN 5 SEBEBİ

 GÜÇ ZEHİRLENMESİNİN 5 SEBEBİ Sevgili Dostlar, Sizin de başınıza hiç gelmiş midir ? Hani hayatınızın bir döneminde iş ortamında veya özel hayatınızda biriyle tanışırsınız. Bu kişi son derece kibar, alçakgönüllü, iyiliksever bir insandır. Böylesi düzgün bir insanla karşılaşmaktan sevinç duyarsınız. O dönemler o kişi sıradan bir vatandaştır makamı mevkisi hatta parası yoktur ama karakteri vardır.  Bu kişi öyle bir insandır ki zor zamanınızda gözünüzü kapatıp güveneceğiniz biridir. Sonra zaman geçer hayatta çoğu zaman olduğu zaman yollarınız ayrılır ve o kişi anılarınızda tatlı bir hayal olarak kalır. Sonra bir gün bir şekilde yollarınız yeniden kesişir. Bu kişiyi tekrar gördüğünüze çok sevinirsiniz. Ama bir bakarsınız yıllar önce bıraktığınız kişi gitmiş yerine bambaşka bir insan gelmiştir. Yeni kişi son derece kaba, kibirli ve türlü hileler kötülükler peşinde olan birine dönüşmüştür. Bir zamanlar iş yerinde kendi çıkarına A4 kağıt bile kullanmaktan korkan kişinin yerine nereden...