Algı yönetimi konusunda araştırmalar yaptıkça bunun son
derece sistematik bir şekilde uzun bir zamandan beri dünya çapında uygulanan
bir sistem doğrultusunda uygulandığını görmekteyiz. İnsanoğlunun diğer insan
kitleleri üzerinde kontrol gücü elde etmeye çalıştığı tarih öncesi zamanlardan
beri her zaman küçük yönetici gruplar büyük insan kitlelerinin zihinlerini
kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeye çalışmışlardır.
Bugün baktığımız zaman insanlar üzerindeki kontrol
mekanizmaları fizisel kaba güce dayanan mekanizmalar değildir. Bilim ve
teknoloji tekelini eline alan küçük bir yönetici grup tüm dünyada insanların
psikolojilerini son model teknolojik araçlarında yardımıyla
yönlendirmektedirler. Algı yönetimi artık kısa süreli uygulamalar şeklinde
değil sürekli devam eden "normal" bir durum olmuştur. Bu konuda
üzerinde uygulanan teknikleri bilmeyen insanlar "normal" ve
"özgür" hayatlar yaşamalarını sanmalarına rağmen aslında koca bir
makinenin kontrolü altında "günlük hayatlarını" yaşamaktadırlar.
Modern Algı yönetimi teknikleri teknolojik ve psikolojik
araçlar kullanan “tekno – psikolojik” bir olgudur. Bu olgunun teknolojik
imkanlarına karşı bireylerin karşı koyması pek mümkün değilse de Algı
Yönetiminin kullandığı metotlar üzerine bilgilendirilmiş insanlar “psikolojik”
faktörlere direnç gösterebilme şansına sahiptir. Bu sebeple bu tür yazılarla
vasıtasıyla insanların bilinçlendirilmesi son derece önemlidir. Özellikle
reklamcılık ve siyasi propaganda Algı Yönetimi konularında bilinçli insanların
kendilerini koruyabilmesi çok daha imkan dahilindedir. Ancak unutmamak lazımdır
ki askeri-sanayi yapılanmalar kullandıkları Algı Yönetimi metotlarını sürekli
geliştirmekte ve neredeyse her sene kullandıkları tekniklere eklemeler
yapmaktadırlar. Özellikle bizim gibi bu konularda uzmanı çok az olan ve olan
uzmanlarını da kullanmayan ülkeler çok daha büyük tehdit altındadır.
Şimdi gelelim Algı Yönetimi Metotlarının kullanıldığı bazı
alanlara.
1.Eğitim
Algı yönetiminin en açıktan yapıldığı ama bir çok insanın da
bir o kadar farkında olmadığı alan Eğitim alanıdır. Çocuklar yaşlarının
küçüklüğü ve beyinlerinin gelişme aşamasında olmasından dolayı en kolay etki
altına alınabilen hedeflerdendir bu yüzden tarih boyunca her iktidar öncelikle
Eğitim Alanındaki Algı yönetimine önem vermiştir.
Eğitim alanında Algı Yönetiminin amacı “çocukları bilgilendirmek” görüntüsü altında
onların zeka seviyeleri ve becerilerini belli standartlara göre dondurmak ve
büyüdükleri zaman itaatkar, fazla derin düşünmeyen, kendisine her söylenene ve
yapılan her propagandaya çok sorgulamadan inanan modern kölelere
dönüştürmektir. Özellikle son elli yılda hiçbir ülkeden “deha” veya “mucit”
sıfatlarına uygun sıra dışı insanların çıkmamasının sebebi budur. Bir Da Vinci,
Newton, Tesla veya Einstein artık sistemin pençelerinden kendilerini
kurtaramamakta ve daha çocukken eğitim sistemi içine atılıp “zihinleri” standart
hale getirilmektedir. Sistemin idarecileri kendi çocuklarını ve mensuplarını
son derece “özel” okullarda eğitmekte ve onlara daha hayatlarının başında
zihinleri sıfırlanmış kitleler karşısında avantaj vermektedirler.
Aslında Algı
Yönetimi iyi niyetli uygulansa öğrencilerin başarı seviyesi oldukça
yükselebilir ve bir ülkenin ihtiyaç duyduğu kaliteli insan malzemesi oldukça
üst seviyede ortaya çıkartılabilir.
2. Reklam ve Siyasi Propaganda
Tüketim kültürünü üretilmesinin mucidi Edward Bernays denen Amerika’nın
ilk halkla ilişkiler uzmanı diyebileceğimiz adamdır ve bu adam insanların
kendileri hakkındaki düşüncelerini hedefleyerek isteklerini ihtiyaca
dönüştürmenin gücünü keşfetmiştir. İlk denemelerini sigara reklamlarında
yapmıştır. 1928 senesinde yazdığı ve herkese okumasını tavsiye ettiğim “Propaganda”
kitabında (ne acayiptir bu kitabı bana üniversitedeki bir hocam mezun olduğum
gün hediye etmişti, adam ileri görüşlüymüş) Propagandanın “görünmez devletin
yürütme gücü” olduğunu söylemiştir.
Bugünkü devlet yapılanmalarına baktığımız
zaman bunun ne kadar doğru olduğunu anlıyoruz. Medya gücünün tamamen
tekelleşmesi ve büyük sermayenin eline geçmesi zaman içinde Basın ve Medyayı
tamamen iktidarların bir propaganda gücü haline dönüştürmüştür.
Yazılı, görsel Medya, filmler, diziler ve Internet bugün
öylesine komplike bir yapıya ulaşmıştır ki tamamen akıl ve mantık dışı bir
mesajı bile bu iletişim kanallarını senkronize şekilde kullanarak insanlara “tartışılmaz
doğru” olarak kabul ettirmek mümkündür. Bu mesajların ezici gücü ve
kullandıkları Algı Yönetimi teknikleri karşısında Internet üzerinden yayın
yapan bağımsız kanallarda etkili olamamaktadır.
Aynı mesaj karşınıza farklı şekillerde ve farklı iletişim
kanalları üzerinden verildiği zaman insan zihinlerinde olağanüstü bir etki
yapar. Bu tekniklere bir de bilinçaltı etkileme metotlarını eklerseniz bugün bu
büyük Propaganda mekanizmasının kitlelere yutturamayacağı yalan yoktur.
3. Gelecek Programlama
Bu konu ülkemizde pek bilinmez ve pek de tartışılmaz.
Gelecek programlama şudur. Siz bundan yirmi sene sonra gündeme alacağınız bir
konuya kitlelerin vereceği tepkiyi yumuşatmak ve onları alıştırmak için film ve
dizilerle bu konuyu onların gündemine sokarsınız. Bunların bir kısmı “bilim
kurgu” adı altında insanlara verilir. Bugün yaşadığımız bazı olayları bundan
beş on sene önce izlediğiniz bir film veya dizide görmüş olmanız inanın
tesadüf değildir.
4. Spor, Siyaset ve Din
Bu başlık size ilk bakışta itici gelebilir. Bana Spor gibi
bir eğlencenin yanına nasıl siyaset ve dini koyarsın diyebilirsiniz ancak Algı
Yönetimi metotları içinde bu kavramlar benzer şekillerde ele alınır. Buradaki
ana fikir şudur. Böl ve Yönet. İnsanlar
ilk yaratıldıkları günden bu yana hayatta kalmak için hep gruplar halinde
hareket etmişlerdir çünkü vahşi doğa şartlarında bir insanın hayatta kalması
kendisine destek olan bir grubun varlığına bağlıydı. Bu sebeple bir gruba ait
olma ve diğer grupları yenerek onlara hakim olma dürtüsü insanların
bilinçaltına işlemiştir.
Spor müsabakaları özellikle Futbol gibi takım sporları
insanların kabile dürtülerine hitap eder ve kendilerini bir takımın taraftarı
olarak tanımlarlar. Basit bir oyun için insanların birbirlerini bile öldürecek
kadar fanatikleşmesinin sebebi budur.
Siyaset ve Din de aynı şekilde insanların gruplaştıkları
kavramlardır. Buradaki amaç uygun algı yönetimi teknikleri kullanarak insanları
Siyasi, Dini ve Sportif gruplara bölerek onların birbirlerine düşmanlaşmasını
sağlamaktır. Böylece birbirleriyle mücadele edip didişmekten boğazlarına
takılan zincirin esas sahiplerini fark bile etmezler. Terör ve Savaşların alt planına bakarsanız
mutlaka önceden farklı gruplara bölünerek birbirlerine düşmanlaştırılmış insan
grupları görürsünüz.
5. Yiyecek, Su ve Hava
Yediğiniz, içtiğiniz ve soluduğunuz her şeyde özel olarak
konumlandırılmış kimyasal maddeler bulunur ve bunlar beyin kimyanızı
değiştirerek sizi daha yumuşak başlı ve aklını kullanamayacak hale getirir.
Bunun ispatı için yiyip içtiklerinde kimyasal oranı daha az insanlarla bu
kimyasallar daha fazla insanların arasındaki davranış farklarını gözlemlemenizi
öneririm.
Özellikle yapay gıdaların içindeki maddeler koca insan
kitlelerinin odaklanmakta problem yaşayan ve motivasyonu düşük bezgin insanlara
çevirir. Bunun doğru olduğunu anlamak için sadece bir ay ağzınızdan insan
yapısı hiçbir besin sokmayın. Yani paketlenmiş ve fabrikada üretilmiş hiçbir şey
yiyip içmeyin. Görün bakın nasıl bir fark yaşıyorsunuz. Bu yapay beslenme
yüzünden modern dünyada yaşadığını sanan milyonlarca insan tamamen yumuşak
başlı koyunlara dönüştürülmüştür. Ancak tabi sadece diyetinize dikkat etmek
yetmiyor. Bu kimyasalları havaya da sıkıyorlar. (Chemtrails
konusunu araştırın derim)
6. Uyuşturucular
Her türlü bağımlılık üreten madde ve nesne bu kategoriye girer.
Bu içki de olabilir bir türlü gözünüzü alamadığınız ve sürekli kontrol
ettiğiniz telefonunuzda. Burada amaç insan kitlelerini mutlaka bir şeylere
bağımlı kılmaktır. Bunun dışında insanlarda türlü psikolojik sorunlar uydurup
onlara farklı uyuşturucu maddeleri (ilaç) olarak verip alıştırmakta mümkündür.
Bağımlılık üreten madde ve psikiyatrik ilaçların kullanımı oranları korkunç
boyutlardadır.
7. Elektromanyetik spektrum.
Tüm etrafımız telefon, televizyon , wireless, telsiz
sinyalleri gibi on binlerce farklı sinyalle doludur. Koca bir elektromanyetik
çorbanın içinde pişen minik köftelere benziyoruz. Büyün elektromanyetik
sinyallerin beyniniz üzerinde etkisi olmadığını iddia etmek komikliktir. Ama
dikkat edin bu konularda doğru dürüst hiçbir uyarı halka ulaşmaz. Bugün elektromanyetik
dalgalarla insanlara halüsinasyonlar ve hayaller bile gördürmek mümkündür. Tüm
dünyaya yayılmış baz istasyonları sayesinde artık ormanın ortasına medeniyetten
uzak yaşayan insanları bile elektromanyetik dalgalarla etkilemek mümkündür.
8. Televizyon ve Bilgisayar
Televizyonlardan yayılan görüntü ve ses frekansları
sayesinde insanların beyninde çeşitli tepkiler almak mümkündür. Bazen
televizyon karşısında hiç uykusuz olmamanıza rağmen bir anda uykunuzun geldiği
durumlardan hepsi değil ama bazıları “planlanmış” olabilir. İnsanlar bu tür uyku durumlarında bir tür
hipnoza sokulup kendilerine gönderilen mesajları sünger gibi alabilirler.
Televizyon yapısı gereği gözün görebileceğinden çok daha hızlı görüntüler
geçebilir. Aynı sistem bilgisayar ve telefon oyunlarında kullanılır.
Oyunlardaki ekstra bir özellik bu oyunları oynayanların gerçekle bağını
kopararak çok daha kolay telkin edilebilir hale getirebilmesidir. Bugün Amerika’da
eline silah alıp toplu katliamlar yapan bazı gençlerin ciddi şekilde oyun
bağımlısı olduğu bilinmektedir.
9. Nanobotlar
Nanabotlar zerre küçüklüğünde robotlardır ve Nanoteknoloji
şu an bunlar üzerinde çalışmakta. Yapılan çalışmalardan bazıları bu toz zerresi
küçüklüğündeki robotları nefes alma yoluyla insan beynine sokarak orada bir
takım reaksiyonlar oluşturmak üzerine. Örneğin farkında olmadan beyninize
sokabilecek nanobotlar beyninizin farklı bölgelerini çeşitli elektrik
sinyalleriyle uyararak sizi aniden saldırganlaştırabilir veya tüm enerjinizin
tükenmesine sebep olabilir. Ya da bazı eylemleri yapmanızı sağlayabilir. Bu
konu hakkında şu an çalışılıyor ama hangi aşamada olduğu konusunda pek bilgi
ortaya çıkmıyor.
Sonuç olarak insanların zihnini etkileme teknikleri ve Algı
Yönetimi hiç de öyle basit ve hafife alınabilecek bir konu değildir. Ancak
üzülerek söylemem gerekir güzel ülkemde bu konuda elimden geldiğince insanları
bilgilendirmeye çalışmama rağmen yeterince etkili şekillerde insanlara
ulaşamıyoruz. Çünkü bizim gibi insanlara televizyonlarda, gazeteler de kapalı.
Bu iş o kadar komik duruma geldi ki aynı insanları haftanın farklı günleri
farklı televizyon programlarında görebiliyorsunuz. Tüm sistemi elli kişi
üzerine kurmuşlar. Problem değil ancak bugün umursamadığınız bu tür konular
yarın kafanıza koca bir dağ şeklinde düşecektir. İşte o zaman kimse ağlamasın
ve o zaman hamasi nutuklar da kimseyi kurtaramaz. Dünyada mücadele ediyoruz dediğiniz güçler şu
anda Algı Yönetimine milyonlarca dolar harcıyorlar. Amerikan ve Avrupa
şirketleri bu konularda özel departmanlar kurdu. Ama bizim ne devletimiz ne de
milyon dolarlık şirketlerimiz sanki böyle bir olgu yokmuş gibi davranıyor.
Uzaktan üzerinize gelen koca bir kamyon yokmuş gibi davranır
ve marşlar söyleyerek üzerine yürümeye devam ederseniz ne olacağını anlamak
için alim olmaya gerek yoktur.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
Yorumlar
Yorum Gönder