İçinde yaşadığımız bu vahşi ormanda kelimelerle uyuşturulur
insanlar,
Herkesin ağzındadır kendi düşünmedikleri ve başkalarına ait
olan kelimeler.
Bu kelimeleri tüküre tüküre dolaşırlar ortalıkta hem de
kasılarak,
Bilge bir kralın tacını çalıp dolaşmaya çıkmış dilencilere
benzerler.
Bu ormanda iyi bir açıklama getirebileceğiniz her yalanı
söylemek ve her ahlaksızlığı yapmak serbesttir, yeter ki açıklamanız “ikna
edici” olsun.
Birbirinden çok uzaktaki dağ tepelerinden birbirlerine
yalanlar bağıran ama seslerini duyuramayan insanların ormanıdır burası.
Bu yalanların en büyükleri kendi korkularıdır, her zaman
korkar ve her zaman yalan söylerler.
Bu ormandaki insanlar sürüler halinde yaşar.
Sürüler güçlerini liderlerinden, liderler güçlerini sürülerinden
alır.
Sürülerin arasında yalnız başlarına takılmayı seven akıllı insanlar
tek tük süzülür ancak görünmezdir onlar ve duymaz kimse seslerini sürülerin
gürültüsünden.
Bu ormanda her şey terstir.
Normalde bir insanın kendisini ciddiye alıp, kendisini
ilgilendirmeyen olayları çok da ciddiye almaması gerekir.
Bu ormandaysa insanlar kendilerini ciddiye almazlar ancak
kendilerini ilgilendirmeyen ufacık şeyleri ciddiye alırlar.
Her türlü gereksiz oyuncak ve çöpe büyük paralar öderler ancak
kendi özgürlüklerini kazanmak için bir kuruş bile bedel ödemeye kesinlikle
yanaşmazlar.
Orman sakinlerinin çoğu akılsız olduğu için sürekli işlerini
ellerine yüzlerine bulaştırır
Ve her zaman başarısızlıklarının sebeplerini değil ama bolca
bahanesini bulurlar.
Kendilerine benzer herkes “bizdendir”
Kendilerine benzemeyen herkes “onlardandır”
Birbirlerine tıpa tıp benzeyen oyuncak robotlar gibi
sürdürürler yaşamlarını ve bir kez bile “başka hayatları” merak etmezler.
Sadece merak etmemekle kalmazlar.
Kendi cehalet ateşleriyle tutuşturdukları, kendi
cehennemlerinde yanarken, kendilerinden başka herkesi de suçlar bu ormanın
sakinleri.
Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru
Yorumlar
Yorum Gönder