Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mayıs, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BİLGE SAVAŞÇININ NASİHATLERİ.

Bilge savaşçı bir akşam öğrencilerini bembeyaz mermerden yapılma okulunun geniş sütunlu giriş kapısı önünde toplayarak konuşmaya başladı. "Bu akşam sizinle kendi yaşamımda öğrendiğim birtakım gerçekleri paylaşmak istiyorum ki üzerlerinde düşünebilesiniz. İnsanların vicdanına güvenerek iş yapmayın çünkü birçok insanın vicdanı sandığınız şey üzerlerindeki toplum baskısından başka bir şey değildir. Eğer yakalanmayacaklarını ve ayıplanmayacaklarını bilirlerse size her kötülüğü yapabilirler. Sizi korkutmaya çalışan bildiğiniz düşmanlardan korkmayın çünkü görebildiğiniz düşmanı yenebilirsiniz. Korkmanız gereken, varlıklarının farkında olmadığınız görünmez düşmanlardır. Her masalın bir kötü canavarı bir de kahramanı bulunur. Eğer masallarda değil gerçek dünyada yaşamak istiyorsanız orada kötü canavarların ve kahramanların var olmadığını bilin. Kara kalabalıklardan korkun. Çünkü kalabalığa karışan insanlar kendi karakterlerini kaybederek hipnotize olmuş bir şekild

PARANOYAK DEDE.

(Bu hikaye tamamen hayal ürünüdür. Gerçek hayattaki kişiler, yerler ve olaylarla ilgisi yoktur) İzmirin Basmane semtinde yağmurlu bir gecede, yıkılmak üzere olan eski evin yaşanabilecek tek odasında oturan yaşlı bir adam penceresinden uzattığı sabit bakışlarla aşağıdaki taksiye bakıyordu. Kolundaki eski saate göre taksi on iki dakikadır evinin karşısındaki sokağın içinde tüm ışıkları sönük bir şekilde beklemekteydi. İçinde birinin olduğuna dair tek kanıt derin nefesler çekildiği belli olan ve biri sönmeden diğeri yakılan sigaranın ışığıydı. Yaşlı adam taksiyi fark ettiği andan itibaren gözlerini bir an olsun üzerinden ayırmamıştı. Bu taksinin hiçbir anlamı olmayabilir veya çok şey anlamına geliyor olabilirdi. Bu yaşına kadar hayatta kalabilmiş olmasını kimi zaman paranoyaklık derecesine varan dikkatine borçluydu yaşlı adam. Beş aydır bu köhne mahallede oturan yaşlı adamı tüm mahalleli “Hasan Dede” olarak tanımaktaydı. Mahallenin bakkalı ve evine su getiren çocuğun dışında

Tavşanın zaferi.

Çiftçinin bir köpeği ve evcil bir tavşanı varmış. Bir gün arkadaşıyla sohbet ederken köpeklerin mi yoksa tavşanların mı saklanan şeyleri bulmak konusunda daha yetenekli olup olmadıklarını tartışmaya başlamışlar. Arkadaşı köpeklerin üst düzey gelişmiş koklama duyuları ve içgüdüleriyle bu konuda doğuştan yetenekli olduklarını bu sebeple saklanan her şeyi bulmakla ün yaptıklarını savunmuş. Çiftçiyse kendi tecrübesine göre doğal yeteneğin yanı sıra başka özelliklerin de önemli olduğunu bu sebeple tavşanların bazı durumlarda köpeklerden çok daha avantajlı olabileceğini iddia etmiş. Saatlerce birbirlerine türlü deliller getiren iki adam en sonunda durumu açıklığa kavuşturmak için bir yarışma düzenlemeye karar vermişler. Çiftçi eline kazma küreğini alarak tarlasına gitmiş ve bir çukur açmış daha sonra da bu çukurun içine tavşanın bayılacağı kocaman  bir havuçla, tam da köpeklerin ağzına layık irice bir kemiği yerleştirerek deliği kapatmış. Daha sonrada köpeğini ve tavşanını ta

Orman Okulu

Orman ülkesinde yaşayan hayvanlar değişen orman şartlarına uyum sağlamak için bir “Orman Okulu” açmaya karar vermişler ve tüm hayvanların bu okulda eğitim görerek sertifika almasını şart koşmuşlar. Bir hayvanın ihtiyaç duyacağı dört temel özellikten oluşan bir müfredat oluşturulmuş. Bu özellikler koşma, tırmanma, yüzme ve uçmaymış. Ördek yüzme dersinde çok başarılıymış hatta öğretmenden bile iyi yüzüyormuş ancak uçma dersinden zar zor geçebiliyor ve koşma dersinden de sürekli kalıyormuş. Koşma dersinden sürekli kötü notlar alınca daha fazla koşu çalışmaya başlamış. Ancak paletli ayakları koşmaya uygun olmadığı için koştukça ayakları yaralanmış ve parçalanmış. Ördeğin paletleri zarar gördüğü için bu sefer çok iyi olduğu yüzme dersinde de ortalama bir öğrenci olmuş. Ancak ortalama geçer bir not olduğu için okul idaresinden hiç kimse bir zamanlar yüzmede olağanüstü başarılı olan ördeğin şimdi hem yüzme de hem de koşmada vasat bir öğrenci olmasının sebebini araştırmamış. Ö