Ana içeriğe atla

UMUT YILDIZI OL.


UMUT YILDIZI OL.

Sevgili dostum,

Bazen dünyadaki ve ülkendeki sorunlar karşısında ezilip,kendini çok küçük görerek "ben ne yapabilirim ki" dediğin zamanlar olabilir.

Bu yazıyı hiç de zannettiğin gibi önemsiz ve etkisiz olmadığını sana anlatmak için yazıyorum.

Öncelikle şunu bil ki bu dünyadaki,evrendeki ve alemdeki her şey birbiriyle görünür, görünmez bağlarla bağlanmıştır.

Senin gördüğün veya tahmin ettiğin alemler ve gerçeklikler dışında varlığını hayal bile edemeyeceğin sonsuz sayıda gerçeklikler tek bir ana sistem altında var olmaktadırlar. Kimisi de yok olmaktadır.

Şimdi "peki hocam, tamam kabul ettim de bunun benle ne ilgisi var" sakın deme.

Öyle bir ilgisi var ki şaşarsın.

Şimdi eğer herkes ve her şey birbirleriyle bağlıysa, senin ulaşılmaz ve benimle hiç bir alakası yok dediğin olaylar ve insanlarda seninle bağlantılıdır.

Örneğin "Six Degrees Of Seperation" yani "Ayrımın Altı Derecesi" şeklinde bir teori var.

Buna göre seninle, dünyadaki her insan arasında sadece altı kişi varmış.

Tabi bu altı kişi sayısı kesin değil özellikle teknoloji ve sosyal medyanın gelişmesiyle bu sayı iyice azalmış olabilir.

Internetten bir araştır çok ilginç şeyler öğreneceksin.

Yani atalarımızın değimiyle dünya gerçekten de çok küçük.

Şimdi gelelim seninle alakasına.

Alakası şu,

Yaptığın ve Yapmadığın her şey, zerre büyüklüğünde bile olsa dünyayı etkiler.

Bu etkinin bir ölçüsü yoktur. Bazen yaptığın iyi veya kötü en ufak, şey çok büyük sonuçlara sebep olabilir.

Kafanda iyice canlansın diye şimdi sana bir senaryo vereceğim. Lütfen okurken kafanda canlandırarak oku.

Diyelim ki bir kitapta okuduğun,televizyondan duyduğun veya İnternet'ten  gördüğün bir sözü çok beğendin ve arkadaşların da görsün diye sosyal medyanda paylaştın

Örneğin şu sözü paylaştın.

"Karanlıklardan korkma çünkü yıldızları ancak karanlıkta görebilirsin.
Ama korkudan gözlerin kapalıysa  yıldızları yok zannedersin.
Gözünü aç.
Gözünü açmak demek umutlu olmayı seçmektir.
Bir kere umutlu olmayı seçersen her şeyin mümkün olma ihtimali vardır.
Karanlıklarda çakan şimşek bile bazen korku verirken, bakmasını bilene umut verir."

Bu sözü mesela toplamda elli tane arkadaşın olan sosyal medyanda pek de önemsemeden paylaştın diyelim. Paylaşımı yaptın ve bir kaç saat sonra unuttun gitti.

Bu sözü senden gören arkadaşlarından bir tanesi çok beğendi ve o da paylaştı.

Onun başka bir arkadaşı da beğendi ve o da paylaştı.

Sabah saat sekizde paylaştığın bu üç satır söz akşam sekiz olduğunda iki yüz bin insana ulaşmıştı ve yayılmaya devam ediyordu.

Sözü beğenenler senin haberin bile olmadan bu sözden resimli mesajlar bile yaptılar.

Kısacası senin çok da önem vermediğin paylaşım, bir kaç gün içinde yüz binlerce insana ulaştı.

Yani neredeyse ulusal bir gazete kadar tiraj yapmıştın ama haberin bile yoktu.

Bu paylaşımı okuyanlardan bir tanesi de üç küçük çocuğu ve eşiyle zor şartlarda ayakta kalmaya çalışan işsiz genç bir babaydı.

Gazetede okuduğu haberlerden ve felaket tellalı lafta "ekonomi uzmanlarının" yayınlarından etkilenmiş ve psikolojisi bozulmuştu.

İntihar etmeyi ve ailesini de öldürmeyi ciddi ciddi kurmaya başlamıştı.

Gelecek ona çok karanlık geliyor, bu karanlık içine girmektense ölümü kurtuluş olarak görüyordu.

Psikolojisi tamamen bozulmuş ve dengesini kaybetmişti.

Bütün gün tek bir çayla günü geçirdiği kafede bedava Internet bağlantısı olduğu için eski telefonuyla Internete girmiş  ve ciddi ciddi intihar etmek için gereken zehirleri nereden bulabileceğini araştırmaya başlamıştı.

İşte tam bu anda senin o sözünü içeren mesaj önüne düştü.

Okudu,okudu,okudu  ve aklına köyde bir çocukken geceleri evin damına yatıp izlediği parlak yıldızlar geldi.

İşte o an varlığını bile unuttuğu umut duygusunu yeniden hatırladı.

Köyündeki o çocuğun gelecek hayalleri ve kendine güveni aklına gelmişti.

O yaşlarını düşününce şimdi rahmetli olmuş ama çocukken çok sevdiği dedesiyle yaşadığı bir olay aklına geldi.

Ailesi fakir olmasına rağmen onu okutmak için her şeyi yapıyordu. Köyden uzaktaki bir kasabadaki en iyi ilkokula onu yazdırmışlardı ve ellerinden geldiğince her ihtiyacını karşılıyorlardı.

Ancak kasaba okulunda ki bazı edepsiz öğrenciler o köyden geldiği için onu dışlamışlardı. Her gün onunla alay edecek bir şeyler buluyorlar ve her tür baskıyı yapıyorlardı.

Bu durumu ailesine söyleyemediği için sık sık evin bir köşesine çekilip kendi kendine ağlıyordu.

Bir gün yan evde yaşayan dedesi sabah namazına giderken onu evin bahçesine saklanmış ağlarken görmüştü.

Kendini tutamayıp,okuldaki çocukların onunla alay ettikleri ve en son yırtık ayakkabılarını alay konusu yaptıkları  için ağladığını söylediği zamanda dedesi gülümsemiş ve hiç bir şey demeden yoluna devam etmişti.

Bir süre daha ağlayıp okula gitmişti ve  zorlu geçen bir gün sonunda yorgun argın evine geldiği zaman yatağının üstünde dedesinin aldığı yepyeni ayakkabıları görmüştü.

Dedesi paketin üstüne hala sakladığı bir de not yazmıştı.

"Oğlum Allahtan umudunu kesme,her zorluğun bir kolayı vardır." diyordu bu ufacık kağıda yazılmış notta.

İşte tüm bunlar aklına gelen adam bir anda içine dolan büyük bir güçle "Bismillah" diyerek ayağa kalktı ve yepyeni bir umutla kahveden çıkarak iş aramaya başladı.

Daha akşam olmadan sanki bir mucize olmuştu ve artık bir işi vardı hatta durumuna acıyan yeni patronu da maaşının yarısını avans olarak önceden vermişti.

Evindekilere bu güzel haberi vermek için eşi ve çocuklarına aldığı hediyelerle beraber neşe içinde evine yürürken hem Allaha şükrediyor, hem de o mesajı İnternete kim koyduysa onun için de dua ediyordu.

Senin bundan haberin bile yoktu tabi.

İşte sevgili dostum.

Bu sebeple hiç bir yaptığın iş ufak ve boşuna değildir.

Küçük deme,ufak deme ne işe yarayacak deme

Faydalı ne yapabiliyorsan yap.

Elinden ne geliyorsa ortaya koy çünkü BİR her zaman SIFIRDAN daha iyidir.

İnsanlara umutsuzluk yayan bir karanlıklar tüccarı değil,
Onlara umut veren bir umut yıldızı olman ve olmamız dileğiyle.

Not:  "Tüm Alemlerin Rabbi" kelimesi ne anlama gelir, bir araştır ve bu anlattığım açıdan bakmaya çalış.

Sevgilerimle
Aydın Serdar Kuru



















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni