Ana içeriğe atla

PARA PSİKOLOJİSİ

 



PARA PSİKOLOJİSİ

Sevgili dostlar,

Baştan söyleyeyim paradan hiç anlamam çünkü paradan anlayacak kadar param hiç olmadı.

Parası çok insanla tanıştım, dersler verdim ama onların para büyüsünden de bana hiç bulaşmadı ve para pozitif olamadım.

Matematiğim de beş ila dördün toplamı eşittir yedi seviyesinde.

O sebeple benim yazımdan yatırım tavsiyesi alacak kişiye budalalık Nobel ödülü verilmesi için Nobel komitesine başvuruyu bizzat ben onun yerine yaparım.

Sadece naçizane insan psikolojisinden azucuk anladığını zanneden birisi olarak herkesin dolar ve faiz üzerine kelamlar ettiği şu ortamda benim neyin eksik dedim. 

Mesele bu.

Çünkü herkes sanki bilirmişim gibi parayı dolarlasak da mı saklasak yoksa faizlesek de mi saklasak diye bana soruyor. 

Neyse bir iki saçmalayayım bakalım ne olacak.

Şimdi efendim dünyada iki büyük psikolojik etmen vardır bu işlerde.

Arz ve Talep.

Yani bir şeyin değer algısı yüksekse ona talep çok olur ve değeri artar.

Bir şeyin değer algısı düşükse ona talep az olur ve değeri düşer.

Örneğin adım başı yan yana yirmi tane çilingir dükkanı olan bir sokakta çilingirin fazla değeri yoktur.

Bu sebeple talep azdır ve ucuz fiyata çalışmak zorundadır.

Çektiği fiyatı beğenmeyen hemen diğer dükkanlara gider.

Ama en yakın şehre üç saat uzaklıkta dağın başındaki kuş uçmaz bir mevki de bulunan bir sitede dükkan açmış tek çilingirseniz, değeriniz çok yüksektir ve kimse sana "ama usta çok para istedin" diyemez. 

Sen buradan örnekleri çoğalt beni yorma.

İşte parada sanki böyle.

Bir ülkenin parası kendi vatandaşları ve diğer ülkeler tarafından değerli görünüp talep ediliyorsa o para değerli olur çünkü herkes o parayı alıp hesabına koymak istediği için ortada az para kalır ve az bulunan değerlidir.

Ama tam tersine bir para birimi başta kendi ülkesinin vatandaşları olmak üzere hiç bir ülke tarafından değerli bulunmuyorsa ve tuvalet kağıdından bir tık yukarda olarak algılanıyorsa o para değersiz oluyor.

Örneğin üstünde top sakallı Ho Shi Minh amcanın resmi olan Vietnamın Dong isimli parası böyle bir paradır. (Zaten paraya Dong diye isim koyarsan ne beklersin ki)

Şimdi bu mantıktan hareketle

Senin ekonomin kuvvetli, insanların çalışkan ve eğitimli, kendi kendine yeten ve mantıklı yönetilen bir ülkeysen tüm insanlar sana güveniyor ve bunların parası da değerli olur diyerek alıp cüzdanlarına koyuyorlar.

Ama şimdi ekonomisi kanı emilmekten bir deri bir kemik kalmış, insanların eğitimsiz ve işsiz, yediği somun ekmeğinin ununu bile dışarıdan alan ve beş yaşındaki çocuğun idaresindeki yolcu uçağı gibi idare edilen bir ülkeysen örneğin Kuzey Kutbuna yakın bulunan Absurdistan denilen ülkeysen ,

Kendi vatandaşın dahil "yahu bu ülkenin parasından ne olacak, selpak mendil kullansak daha iyi diyerek"  ellerinde değerli başka bir para olsun isterler.

Şimcik eğer senin paran değersiz bir paraysa ne yaparsın.

Doğru bildin faiz verirsin.

Hani depodaki satmayan malları millete kukulamak için "çılgın çarşambada bir ürün alana iki ürün bedava" derler ya o hesap.

Yani benim selpaktan bozma paramı sakın satıp değerli Oceania parası alma. Benim paramı kabul edersen ben sana aynı paranın iki katını da üste vereceğim dersin.

Kısacası paranda promosyon yaparsın.

Ancak bunun da şöyle bir dezavantajı vardır. Fazladan parayı nereden virecen ?

Kolayı var abi Lazer Printerdan basarlar deme.

Çünkü onu yaparsan zaten selpak değerindeki paran yere düşse tenezzül edip karınca bile üstünden geçmez.

Peki ne yapacaksın ?

İlk aşamada bir yerlerde Ocenia parası gibi değerli para bulman lazım ki ülkeye ve üstüne başına bir şeyler alabil. En azından ekmek yapabilmek için un al.

Bu para bulma işi ya borç alarak yada çalışıp üreterek olur.

Borç işi zor iş çünkü sana borç verecek uluslararası tefeciler kıs kıs gülerek bu borcun karşılığında ne virecen derler.

Eğer daha önce satmadıysan ülke içinde kalan fabrika falan neyin varsa onlara verirsin.

Ama zamanında satmış yemişsen artık ya ucundan kese kese toprak verirsin veya onların savaşlarında paralı askerlik yaparsın.

Peki ya diğer seçenek

Onun için üretmen ve gerçekten para kazanman lazım

Peki onu yapalım dersen o da zor.

Çünkü o zaman ülkede bu işlerden anlayan eğitimli ve zeki insanları tepeye geçirmen ve tüm idareyi onlara bırakman lazım. ( Tabi hala kaçmamışlarsa)

Onlar sana ne derse mırın kırın etmeden yerine getirmek üstelik deliler gibi de çalışıp tasarruf etmende gerekiyor.

Hele hele artık dayıoğlunun ilkokul mezunu yeğenini torpille astronot ya da profesör yapma şansın da yok.

Bu da zor iş yahu. Olacak iş değil. Ukala eğitimli tiplerin ne yapacağımızı söylemesi fikri bile kanımı dondurdu.

Neyse çıkamadım ben işin içinden.

Ben bu ekonomiden anlamıyorum anlayanlar düşünsün bana ne.

Sizde şimdi boşuna bu yazıyı okudunuz çözüm falan vardır diye ama bilmiyorum.

Ben en iyisi size sonraki yazımda  Dr. Curt Richterin farelerin üstünde yaptığı ve umutsuzluk üzerinde çalıştığı deneyi anlatayım, adam bir ton fareyi suda boğdu bu deney için.

Ya da Milgramın meşhur Otorite deneyinden bilinmeyen bir detay anlatayım.

Ne bulaşırım ekonomi işlerine sanki param var.

Canınız çok sıkılırsa You Tube kanalımda ilginç bir takım videolar var. Tüm gün dolar ne olmuş diye telefona bakacağınıza oturup izleyin. Hem eğlenir hem de öğrenirsiniz.

https://www.youtube.com/c/AydınSerdarKuru

Sevgilerimle

Aydın Serdar Kuru


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ

PSİKOLOJİK BASKI TEKNİKLERİ Sevgili dostum, Bugün üzerinde uygulanıyor olabilecek yada gelecekte karşı karşıya kalabileceğin bazı psikolojik baskı tekniklerinden örnekler vermek istiyorum. Her zaman dediğim gibi seni ancak bilmediğin yumruklar devirebilir ama geldiğini gördüğün her tür saldırıya karşı önlem alabilirsin. 1 ) Öncelikle üzerinde psikolojik olarak baskı kurmaya çalışan insanlardan acıma falan bekleme. Yaptıklarında da bir mantık filan arama. Neden benim üzerime geliyorlar gibi saçma sorular seni sadece daha zayıflatır. Bu tür şeytanlar başka insanların acılarından beslenir. Sen ne kadar acı ve sıkıntı çekersen o oranda zevk alırlar. Öncelikle böyle bir saldırıyı mantığınla çözmek için zaman kaybetme. Zaten sen baskı görmen için bir sebep aradıkça kendi kendini de suçlamaya başlarsın, bu da tam saldırgan manyağın istediği şeydir. Çünkü kendini suçladıkça acın daha da artar ve acın arttıkça o pisliklere daha fazla zevk verirsin. 2) Sana saldıranlar genelde sosyop

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ?

BAZI ERKEKLER GÜÇLÜ KADINLARDAN NEDEN HOŞLANIR ? Selamlar dostlar, Tabi şimdi bu durumun altında da gene psikolojik sebepler var. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak bu konuyu irdeleyelim efendim. Olgunluk ve Bağımsızlık: Güçlü kadınlar genellikle kendi ayakları üzerinde durabilen, bağımsız ve olgun bireyler olarak görülürler. Bu tür bir olgunluk ve bağımsızlık, birçok erkeği etkileyebilir, çünkü bu, bir ilişkide karşılıklı saygı ve eşitlik anlamına gelir. Geleneksel kadın rolünde çocuksuluk ve erkeğe bağımlı olma yüklendiği için bir çok erkek bu rolden rahatsızlık duyabilir. Güçlü kadın erkeğin bu ihtiyacını görebilir. Dengeli İlişkiler: Güçlü bir kadın, ilişkide dengeli bir ortaklık kurma eğilimindedir. Bu, ilişkinin her iki tarafının da eşit sorumluluk taşıdığı, bir tarafın diğerine bağımlı olmadığı bir ilişki anlamına gelir. Bazı insanlar kendi avantajlarına bile olsa dengesiz denklemlerden rahatsız olurlar bu sebeple böyle bir erkek gerçekten dengeli bir ilişki kurabileceği kadı

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM

KARANLIK TARAFINI YÖNETMEK : CARL JUNG'DAN BAŞARI İÇİN 5 ADIM  Sevgili dostlar, Bugün size psikoloji allamesi ve ulema-i-ekber Carl Jung hazretlerinin gölge kavramından bahsedeceğim. Ailenizin algı yönetimi uzmanı olarak amacım içinizdeki kötü çocuğu ve "senden adam olmaz" dedikleri zaman bahsedilen "adam olmayacak" kısmınızı nasıl güzel işlere ve başarının kırmızı halılı ve altın varaklı yollarına yöneltirsiniz konusundan bahsedeceğim. Carl Jung efendi bakalım neleri tavsiye etmiş. Adım 1 : GÖLGEN İLE YÜZLEŞ Carl Jung hazretlerinin "gölge" kavramı, kişinin bilinç dışında bıraktığı ve kabul etmekte acayip zorlandığı kişilik özelliklerini ifade eder. Örneğin, belki de eleştirel veya yargılayıcı bir yanınız var ve bu genellikle stresli durumlarda belirginleşiyor. Yani stresli durumlarda başlıyorsunuz millete laf sokmaya, arkasından eleştirmeye veya kendiniz dışında herkesi aptal ilan etmeye. Ama normal zamanlarda pamuk gibi ponçik gibisiniz. İşte bu seni